Doğa Aşkı...



DOĞA AŞKI... Bir kızımız oldu ...adı Doğa... işte bu aşk ondan önce başlamıştı...

Sayfalar

16 Aralık 2011 Cuma

20.ayımız da bitti...




Doğa kocamaaaan kız oldu artık 20 aylık dile  kolay. Biz zamanın bu kadar hızlı geçmesine inanamazken, Doğa büyümenin bütün belirtilerini son hızla göstermeye devam ediyor, bizi de cok şaşırtıyor. Bu dönemin en belirgin özelliği "dilinin açılması". Kurduğu cümleler, söylediği kelimeler karşısında şaşıp kalmamak mümkün değil ve tabi işin eğlencesi de ayrı bir keyif. Doğa adını soyadını, babasının ve annesinin adını sorduğunuzda söylüyor. Öyle anlar oluyor ki, şükretmemek mümkün değil, çünkü beni o minicik kollarının arasına alıyor ve "bebeğim, kucum (kuzum), canım" diye seviyor, işte o dakikayı dondurmak istiyor insan.
 3 kelimelik cümleleri çok sık duyuyoruz. Bizim onaylamayacagımızı hissettiği durumlarda, "merak ettim" diyerek canevimizden vuruyor. Arabada giderken, artık uykusu da geldiği bir anda, "sıkıldıııııııım" diye feryat ettiğinde babası ve ben, şaşkına döndük. ve tabi sonraki zamanlarda, uzun süreli bir oyunda oynadıysa, mama sandalyesinde uzun süre kaldıysa vs hemen "sıkıldıııım" diyor. Derdini o kadar net ve güzel anlatıyor ki insan ne çabuk büyüdü benim kızım demeden kendini alamıyor. Yine doğru yerde kullandığı duygu ifadesi "korktum", tabi biz biraz üzüldük nasıl keşfetti diye, çünkü rahatlıkla odasına karanlıkta giden Doğa, şimdi korktum diyerek gitmek istemiyor, alışveriş merkezinde kocaman noel babayı görüp, korktum diyerek kucagıma zıplıyor.
Doğa ile birlikte yılbaşı ağacı süsledik geçen hafta, çok keyif aldı, bana yardım etti ve sorunca "anneyle doğa yaptı agacı"diyor. Bu yıl bol süslü ve ışıksız bir süsleme yaptık yılbaşı agacımıza, malum Doğa şu sıralar herşeyi çok merak ediyor!!!
Doğa'nın bu ay ziyaretcisi coktu, teyzesi gökhan, sonra Tülay babaanne, Gündüz dede ve ben Hollanda'dayken bize destek kuvvet gelen, anneanne ve sonradan bize katılan dedemiz. Anneanne ve Dedemiz şimdi de bizimleler ve babaanne ve dedemiz de bize akşamları katılınca Doğa bol oyunlu şımarmalı günler yaşıyor.
Şarkı repartuarını arttırdı, kutu kutu penseden sonra, cimcim makarna (bunu melike babaannesinden ögrendi), çatlak patlak (anne versiyonu), thomas (yine anne versiyonu), Doğa'nın top 4'ü :)

Başına buyruk olduğunu, herşeyi ben yapıcam demesini, ağlama denemelerini, kaşla göz arası yaptığı yaramazlıklarını söylemeden geçemeyeceğim.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Doğa'nın annesi ile Deniz'in annesi Hollanda'ydı

İki anne kuzularından bir süre ayrılıp, Hollanda'ya gittiler... Doğa'nın annesinin toplantısı vardı bir günlük, Deniz'in annesi de ona eşlik etti, iki anne iki günde fazladan Amsterdam'da gezdi... Gezi hasrete rağmen çok güzeldi. Başlangıcı biraz olaylı başlasa da sonradan durumu toparladık. Uçağa bindiğimizde uçak tam kalkmak üzereyken kapısının tam olarak kapanmadığı fark edildi ve pilot uçağı durdurdu. 1.5 saat uçağın içinde uçağın tamir edilmesini bekledik ve İstanbul'a gidebildik. İstanbul'a gittiğimizde bizi Amsterdam'a götürecek uçak bizi almadan gitmişti. Tabi havaalanında tansiyon biraz yükseldi. Neyse tartışmalardan sonra 5 saat bekledikten sonra Amsterdam'a ulaşabildik. Oradan Utrecht'e gidecektik ki, valizimin gelmemesi süpriziyle karşılaştık. Ben valizsiz bir şekilde toplantıya gittim. Ertesi günün akşamı kırılmış olan valizime ulaşabildim. Neyse toplantıdan sonra Amsterdam'a gittik, müzelerde, alışveriş merkezlerinde, sokaklarda bol boool gezdik. Özge ile buluştuk, çok iyi oldu. Özge bizi ağırladı çok güzel. Keyifliydi gerçekten. Sonra da kuzularımıza kavuştuk. Ne de özlemişiz. Siparişleri vardı, onları verdik, pek keyiflendiler.

25 Kasım 2011 Cuma

Teyzoş ve Gökhan geçti evimizden....

Geçen haftasonu Doğa'ya gün doğdu, teyzesi ve Gökhan bizleri ziyarete geldiler, mutlu ettiler. En çok da Doğa'yı... Doğa için evde hep bir şenlik ve oyun ortamı vardı. Tabi gidilen her yerden de Doğa kendisine birşeyler aldı(rdı). Hatta daha önce benim ona, başka kitaplar aldıgımız için almadığım kitabı bile aldırdı teyzesine :). Artık bir arabası da var Doğa'nın. Evimiz Doğa'nın yaşam alanı oldu, biz babasıyla onun yanına yerleşmiş gibi olduk :). Doğa şanslı seveni çok, çok şükür, ama herkes ona birşeyler alma telaşına kapılınca olan bize oluyor. Birde ben çok tercih etmiyorum, herşeyi çabucak tüketsin, oyuncaklarının kıymetini bilsin, onları sevsin, bir günde tüketmesin. Çocukları bilimsel anlamda da yakından tanıyan biri olarak, oyun ve oyuncak en doğal gereksinimleri ama çok oyuncak mı HAYIR! Gelişimine uygun doğru oyuncaklar yeterli. Bazen ben bile kendimi kaybediyorum ama frenliyorum. Doğa'ya yeni alınan her oyuncağı bir süre paketiyle bekletiyorum, hepsini bir anda vermiyorum.Eski oyuncaklarını da kaldırıp belli bir süre sonra tekrar ortalığa yayıyorum. Bazen  oyun oynarken yönlendirdiğim oluyor farklı oyuncaklara o da farkındalık kazanıyor böylece. Legolar, boyalar, hamurlar şu sıralar en favori oyuncagı, ve tabi arabası, şirini ve atı Ateş :)).

Teyzoşuyla bol bol hasret giderdiler ve tabi ki en  iyi oyun arkadaşı Gökhan oldu. Gökhan'a her istediğini aldırttı (benim olmadığım zamanlarda).
Bize iyi geldi onların gelmesi, en kısa zamanda yine bekliyoruz...

Bu fotograf yazın tatilde çekilmişti.

17 Kasım 2011 Perşembe

19.ayımız bitti...

Güzel kızımız büyüyor, "artık çocuk oldu"... 19. ayda neler neler değişti ... Doğa artık 2-3 kelimelik cümleler kuruyor, derdini sözel olarak ifade edebiliyor, 10 bazen 9'a kadar sayabiliyor (nereden öğrendi en küçük bir fikrimiz yok). Birgün pijamasını giydirirken  1-2-3 dedim o da 4-5-6 diye 6'ya kadar devam etti, ardından 1 hafta sonra 10'a kadar dilinin döndüğünce sayıyor, çok şaşırdık.  Doğa, kısıtlı bir sürede olsa tv izliyor, sünger bob, peppe, şirinler, caliou ve kahverengi ayıcık yakaladığı zaman takip ettiği çizgi filmler. Ama tv konusunda hala daha çok esnek değiliz. Hergün bizi şaşırtıyor, verdiği tepkiler, kurduğu iletişim şekli vs. Ağlama numarası yaparak istediğini yaptırmaya çalışıyor ama yemiyoruz tabi ki. Favori şarkısı kutu kutu pense... Uykuya geçiş sırasında baktım ki kutu kutu penseyi söyleyip alkış  yapıyor, sonra sesini kaydettik (video ya alındığını farkederse farklı davranıyor:). Arkadaşlarıyla sosyalleşmesi son hızla devam ediyor... En yakın arkadaşı Deniz'le neredeyse hergününü geçirmek istiyor. Her sabah ve akşam mutlaka Deniz soruluyor ve bazen telefonla aranıyor (görüşemediğimiz nadir zamanlarda). Teyzesinin düğününden sonra , her gelinlikliye teyzesiymiş gibi davranıyor ve tabi yanındaki de Gökhan oluyor :)). Babasına "babiş" diye hitap ediyor zaman zaman. Doğa artık babaanne diyor, daha önceleri abugaga diyordu babaanne yerine.

Doğa'dan kısa kısa inciler...
Bayramda "iiii bayram" dedi sorduğunuzda, nasılsın doğa? deyince  "iiii"diye cevp veriyor, "iii gecleeer", "teyze boya alcakmııış", "babaanne oyuncak al", "anannesi alsın" ( elbise bakıyordum ona, ayrıca yazılışlarda harf atlama yoktur, Doğa'nın söylediği şekilde yazdım:))... baba ne iş yapıyor? "dokhtor", nereye bakıyor? "ağzaaa", ne doktoru? "dişşş", anne ne iş yapıyor? "hocca", teyze ne iş yapıyor, "abukat!".... daha böyle uzayıp gidiyor Doğa'nın incileri :)

Son zamanlarda anlamadığımız bir mızıldanmalar var, bakalım artık sanırım 2 yaş öncesi işaretler bunlar :)) 
Doğa'dan kısaca haberler bunlar...

26 Ekim 2011 Çarşamba

Teyzoşumuz evlendi...

Geçen haftadan itibaren bizi aldı bir telaş, valiz hazırlığı, uçak, yol derken kendimizi düğünde buluverdik. Doğa'nın tetesi evlendi... kına gecesi, kız alması, düğün derken yoğun bir haftasonu geçirdik ama çook güzeldi. Doğa'yı mutlu eden herkes oradaydı, Doğa sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar hep oyun ve yaramazlık peşindeydi. Doğa'nın en yakın arkadaşı Deniz de bizimle birlikte geldi taaa güneye, sıcacık yerlere...

Sevgili Aslıhan (tete) ve Gökhan (göktan) umarım hep mutlu olursunuz...

17 Ekim 2011 Pazartesi

18. ayımız bittiii ve Doğa'mız 1.5 yaşında :))

16 Ekim 2011 tarihiyle Doğa'mızın 18. ayı bitti. Doğa kocamaaaan kız oldu. Hergünümüz onun maceraları ile geçiyor. Çok meraklı, küçük bir papağan ve başına buyruk. Tuvalet eğitimi hızla (küçük kazalar da olsa) devam ediyor.Coook süslüü, arkadaşı Deniz'siz hiçbirşey yapmıyor. En iyi arkadaşı Deniz... Sünger Bob ve  Şirinler  (evet TV ile biraz da olsa tanıştı maalesef), izlediği çizgi filmler. Bob! Bob! diye evde dolaşan bir kuzu var :). tabi en sevdiği iki oyuncağı da ayrılmaz parçaları, Annınde (Amanda demek istiyor) ve Pooo (Winnie The Pooh).
Anne en çok kimi seviyor? Baba!
Baba en çok kimi seviyor? Anne!
Doğa en çok kimi seviyor? Süppppp! (süt demek istiyor).
Doğa saat kaç? (kolundaki saatine bakarak, üççç, beş ya da on diyor)
bunlar su an aklıma gelenler bu liste daha cok uzayıp gidiyor. Bize  de  keyfini sürmek kalıyor ...

17 Eylül 2011 Cumartesi

17.ayımız bitti...

16 Eylülde Doğa'mızın 17.ayı bitti. Artık kocamann kız oldu :) koşuyor, oynuyor, boool yaramazlık yapıyor, çişini söylüyor ve tuvaletine yapıyor :) söylediği kelime sayısı hergün artıyor, Atatürk nerede diyoruz, kalbini gösteriyor, Cumhuriyeti kim kurdu deyince Atatürk diyor, atının adı ne diyoruz(ben Norveç'teyken babası ona cok güzel bir tahta at almuış), Ateş diyor, çılgınca dans ediyor ve daha ne numaralar. Ancaaak hala daha gece 1 ya da 2 kez kalkıp, süpppp! istiyor, ya da oyun oynamak, bakalım bu işi nasıl hale yola koyacagız. Doğa'dan gelişmeler kısaca böyle. Ayrıcaaaaa

Bugün benim doğum günüm 

Hafta ortasından itibaren kutlamalar başlamıştı, bugün de sabahtan itibaren gerek telefon, gerek internet ya da yüzyüze sevdiklerimden iyi dilkler aldım. Ayrıca da akşam çok yakın arkadaşlarımız ve kuzularımızla yemek yedik... yaş 35 e doğru yaklaşmakta  sanki. neyse sağlık, mutluluk, ve huzur dolu geçsin yıllarımız hepberaber...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Nerelerdeyiz...


Uzun zamandan beri ortalarda yokuz ama buradayız aslında... bir sürü habelerimiz var. Doğa memeyi bırakmıştı ve ben bunu yazacaktım ama zaman aşımına uğradı. Ben kızımdan 6 gün ayrı kalarak Norveç'lere gittim, kongreye... gidişim oldukça zor oldu :( ama neyse ki ilk gün dışında Doğa ve ben idare edebildik sanırım. Dönüşümde bayramdı, ve ben babaannemizin yazlıgına gittim doğrudan, onlarda oraya gelmişlerdi zaten, gece Doğa'nın haberi olmadan sarmaş sarmaş bir karşılama yaptım kızımla kendime :), bayram orada da kalabalık, boool dedeli, babaanneli, oyunlu, bahçeli, çiçekli böcekli geçti. Tatil dönüşü, Doğa yeni bakıcı teyzesiyle başbaşa kaldı, Norveç dönüşü zaten bana yapışıktı, yeni dönemle, sabahlarımız gözyaşı ile geçmeye başladı, neyseki yavaş yavaş atlatıyoruz. Ama Doğa'nın bana yapışıklığı geçmiyor.

Fotoğraflar, Şule Teyzemizin objectifinden ... opücükler... 

17 Ağustos 2011 Çarşamba

16.ayımız bitti...


16 ayı geride bıraktık dün itibariyle. Doğa kocaman bir kız oldu artık :)) aldı başını gidiyor, hiç arkamdan koşturan mı var düşünmeden. Yaramazlıklar arttı iyice. oyun kurup sizi de yönlendiriyor, baaaabaaaaaaaaaa diyerek babasını taaaa arka odalardan yanına getirtiyor. Doğa'ya göre herkesin bir görevi var, baba süt pişirir ona verir, Doğa'yı yıkar, dışarıdan alınacaklarını babası alır. Annesi, onu uyutur, her istediğinde yanında olur, uyandığında da... Tatildeyken birçok alışkanlıok edindi, spor yap deyince 1-2-3 dedirterek, herekese spor yaptırıyor kendi de yapıyor. Şarkı söylüyor mırıl mırıl...
Bu arada ona bakan teyzesi ayrıldı işten, Doğa için yeni bir dönem başlayacak. Babaannemiz tatilden döndü ona bakmak için ama o da işe başlayınca yeni bakıcı teyzemiz bizimle olacak...
Bu ayda Doğa bir başka yeniliğe imza attı, anne sütüne veda etti. Biraz benim içinde onun içinde sancılı oldu ama 5 günde hallettik... iyi oldu...
16. ay gelişmeleri de  böyle.... 



9 Ağustos 2011 Salı

Tatilden döndük...

Evet  geçen pazar tatilden dönmüş bulunmaktayız... tabi ki hiçbirimiz bu duruma alışmadı maalesef. Doğa bütün gün bizimle ve büyük bir ilgi ve alakayla yaşarken, pat diye evde zehra teyzesiyle başbaşa kalıverdi. Bizde tabi işe geri dönüş vs.biraz sıkıntılı oldu. Bu arada tatilden haberlerimize bir ara vermek zorunda kaldık, çünkü fotograf makinemiz bozuldu :( evet tatil için su altında da çekim yapan bir makine aldık ve bozuldu ... ama cep telefonlarıyla vs araya kapatmaya çalıştım, en kısa zamanda ( tatil dönüşü sersemliğini atlatayım) ekeleyeceğim fotoları...
Tatilden notlar:
1) Doğa artık bireysel besleniyor :))) anne sütüne veda ettik... (itiraf ediyorum zor oldu benim için)
2) 1 yaş tatilinde mutlaka yanında yardım edecek gönüllüler olmalı
3) İlk haftalar yemek saati uyku saati diye diretsenizde daha sonra hepsi allak bullak oluveriyor.
4) Yanınıza kalın bir kitap almayın, deniz kenarında okumak için, çünkü okumak sözkonusu olamıyor.
5) Yaşasın kova, kürek, tırmık ve gemi :)) bıraksanız saatlerce deniz kenarında "mama" yapabiliyor.
6) Ne kadar çok çocuklu aile varmış, hemen kaynaşıyorsunuz :)
7) Bez mayolar hayat kurtarıcı :) ama tabi süslü mayolarımızda eksik kalmadı.
8) İshal, ateş vs gibi hastalıkları da atlattık
9) Bol bol sosyalleştik.

Bu liste uzayıp gidiyor....











23 Temmuz 2011 Cumartesi

Doğa'nın Deniz sevgisi..

Doğa, denizle ilgili herseyi seviyor... Kankası Deniz onun en yakın arkadaşı ... En yakın arkadaşını sorduğunuzda hemen dinisss diyor :) ayrı olduklarındada birbirlerini özlüyorlar. Deniz'den daha önce bahsetmistik zaten hoşgeldin deniz ya da deniz...  
Doğa tatilde bile Deniz'in resmini biryerlere yerleştiriyor :)
Deniz'imizin doğum günüydü  7 Temmuz çifter çifter  kutladık... İyi ki doğdun canımın içi Deniz'cim...




Bu da Doğa'nın diğer  denizle  buluşması ... onu da sevdi sanırım :))
geçen sene tanışmışlardı ama bu yıl daha farklı bir muhabbet halindeler ...


Doğa'nın tatil aşkı...

Doğa tatilde kendine bir de aşk buldu... Babişkomuz bu durumdan başta pek  hoşlanmadı ama sonra anlamıştır durumu....


Evet Doğa tatilde teyzesinin nişanlısını kaptııı.... Gökhan tatilde Doğa'ya adadı kendini, Doğa'da ayrılmıyor yanından...

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Doğa'nın tatil maceraları I

 Anne kız nasılız ama :))(gökcen teyze'ye sevgiler :))
 Teyzoşunu peşinden koşturuyor kuzu :)
 Teyzoşla  kordon keyfi...
 Hiç böyle bir balık gördünüz müü... (babişkomuza öpücükler :)).

Doğa tatildeyken bol bol geziyor ve etkinlik peşinde ... Denize gitmediği zamanlar evde portatif havuzda gününü geçiriyor. Akşamüstü gezmeleri, parklar vs. Hava çoook sıcak o nedenle gündüzleri evdeyiz ya da çok erken deniz için yola çıkıyoruz. Tabi isilik oluyoruz arada sırada, bunu için bol bol cup cuuup yapıyoruz ya da bıcı  bıcı birde deniz suyu getiriyoruz eve, onunla duş yapıyoruz. Şimdilik tatilden haberler kısaca bu kadar...

15. ayımız da dolmuştu...

16 Temmuz postunda yazmam gerekiyordu ama o kadar fazla etkinlik olunca sıra gelmemiş :) Evet Doğa'mızın 15. ayı da bitti... Doğa artık yürüyor, konuşuyor (tabi kendince), yüzüyor, oynuyor, şarkı söylüyor...

Kelime hazinesi iyice arttı, tabi yanında herşeyden konuşulmuyor çünkü neden bahsetsek, mutlaka bir kelimesini kapıyor :)). Anne, baba, dede, anane, babanne  (aslında babbbb diyor ama biz anlıyoruz) ,teyze , çiçek, deniz, suu, süt, karga, araba, atta (bunu  çok sık söylüyor),  araba, bebek, cup cuppp,  ekmek,cici, aba, abbi, ece (kuzenimin 7 yaşındaki  kızı),gel,al,at,arı, havhav,huhu... bunlar şimdilik aklıma gelen... 15. ayın başlamasıyla sürekli anne anne  demeye başlamıştı, ben  tabi mest, tam olarak da ayaklanınca yerimizde oturamaz olduk. Meme  olayına son noktayı koymaya çalışıyoruz, bakalım(buna daha sonra yer vericem)... Şu sıralar babasını özlüyor Doğa, babamızın en kısa sürede bize katılmasını bekliyoruz...

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Sünnet düğününe gitttik...




Tatile gelir gelmez Memo'nun sünnet düğününe gittik Doğa'mla... Doğa çok eğlendi, arada sırada kordonda gezmeyi de ihmal etmedi ...

Anne-kız yollara düştük...

Doğa'mla birlikte, ikimiz düştük tatil için yollara... Babamız bize 2 hafta sonra katılacak... Başlarda biraz tedirgindim, uçakta nasıl olur diye ama korktugum gibi olmadı çok şükür, kuzucumla rahat bir yolculuk  yaptık. Uçaktakilerle samimi ilişkiler kurduk Doğa sayesinde... evet şimdi Marmaris'te  tatildeyiz kızımla.


*Bu fotograf Kugulu Park'tan, tatilden  hemen önce.

1 Temmuz 2011 Cuma

Kısa bir tatil ...

Bu arada tatil öncesi kısa bir tatil yaptık, yakın arakadaşlarımız Kerem Gökçen ve canımın içi Deniz (kendisi Doğa'nın en yakın arkadaşı olur) ile birlikte, çocuklarla nasıl olur sorularıyla gittik ama iyi ki gitmişiz :). Amasra'nın denizi ve güzel doğası hepimize iyi geldi. Deniz ile Doğa da iyi zaman geçirdiler. Bizde kısmen dinlenmiş olduk, oteli pek sevmedik ama aksam yemeklerimiz (tabi ki balık agırlıklı ve otelde degildi), cok güzeldi :)

Kızların yemek işleri biraz bizi zorladı ama onu da hallettik... herseyin en organiği alarak, dönüşte safranbolu turu da yaparak evimize geri döndük...


Babalar ve kızları (babalar günü olduğu için, cok anlamlıydı)




Doğa ve kankası Deniz molada sohbet ediyorlar.




 Doğa ile deniz lunaparka gitmek istediler, e bizde kırmadık onları :)))
Anneler ve kızları ...



Yürüyüşlerimiz de pek keyifliydi....

21 Haziran 2011 Salı

14.ayımız doldu bile....

Evet 14. ayımız doldu gecen hafta 16 haziranda ama kücük bir tatile gittiğimiz için yazamadık buraya. Aslında iyice tembel bir anne oldum yazmak konusunda ama neyse :)
Doğa cık büyüyor 14 aylık oldu, kelime hazinesi hızla artıyor, herşeyden önemlisi ANNE! ANNE! diye evde geziniyor :))))) çiçek, teyze, su, deniz, havhav ve daha anlamadıgımız bir sürü şeyi söylüyor :)) ayakta duruyor adım bir tane atıyor ama cook temkinli, rahatlıkla yürüyerek gelebilmesine ragmen, en kısa nasıl gelebiliririmin hesabını yapıyor. Çocuk delisi oldu. İstedği olmayınca coook kızıyor bize.

Kısacası tadından yenmiyor :))))

1 Haziran 2011 Çarşamba

Şampiyon fenerbahçe...

Bu postu yazmak Beşiktaşlı bir anne için çok zor ama... Doğa'yı alıştırdı babası... Fenerbahçe arması gördüğü her yerde cici yapıyor...

Ne yapalım bana da bunu not olarak yazmak kaldı...:(

17 Mayıs 2011 Salı

13.ayımız bitti...


1 yaştan sonra 1 ayımız geçti... Neler yapıyor Doğa'mız? Herşeyi yedirmeye çalışıyoruz ama bazı besinleri biraz tereddütle doğrusu... Artık herseyi her söylediginizi anlıyor, söyledigi kelimeler arttı, zaten kuşş, baba, tete(teyze) diyordu, şimdi gel, öp, hıh(evet) ve daha anlamadıgımız bir çok kelime söylüyor. numalarda arttı iyice, her geçen gün şaşırtıyor bizi. Yemek yememiz ise tam bir curcuna, on parmakla yiyoruz yemegimizi...
Bugünlerde en çok anaannesinin telefonundan kendine begendigi bir sarkı var, onu  açtırıp, arada kendisi tesadüfen acarak, kendi tarzında oynamaları çook komik...
Sıraladıktan sonra emekleyen kızım, bagımsız olarak attıgı iki adımdan sonra farkettigi an kendini bırakıyor yere, ya da tay tay (bunu da kim bulmus bilmem) durdugunu farkederse de aynı sekilde yapıyor.
Bu ay yine aşı var, ben biraz gerginim, gecen aşıdan sonra dengemiz bozulmuştu. Bakalım artık...

6 Mayıs 2011 Cuma

iyi ki dogdun canımız Doğa'mız...

16 Nisan 2011 tarihinde yazılması gereken bu post, oldukca gecikmeli olarak bugün yazılabiliyor.
Canımız, birtanemizin doğum gününü, küçük bir grupla bir cafe de yaptık. Sehirdışından gelenlerimiz coktu. Annanne, Dede, Teyze, Tülay babaanne, Gündüz Dede sehirlerarası yolculuk yaparak geldiler..
Çok güzel, sıcacık, heyecanlı bir doğumgünü partisiydi, Doğa'mız 1 yaşını doldurmuştu.
Gelen konuklara minik sepetlerde sekerler ve Doğa'nın fotografının oldugu bir magnet hediye ettik. Doğa'nın doğumundan bu yana cekilen millyonlarca fotograflardan secilerek hazırlanmıs bir slayt gösterisi, Perili dükkan bizim için özenerek, severek hazırladıgı bannerımız ve tacımız vardı (Doğa tacını evde takmayı tercih etti :)). ve cok güzel bir pastamız. Pastanın ortasında yer ala ciceklerin cok benzerinden dogumgünü davetiyemiz vardı.

Doğa'nın elbisesinden corabına, bolerosuna kadar hersey özenle tek tek secildi...







İyi ki doğdun canım kızım... iyi ki hayatımıza geldin...