Ne kadarda hızlı geçmiş zaman... kuzucugumu anlatmayalı epey uzun zaman olmuş. oysa ki neler neler oldu... Doğa tam anlamıyla bebeklikten çıktı ve çocuk oldu... bana yol arkadaşı, alışveriş arkadaşı oluyor. Kendince etkinlikler icat ediyor. İngilizce ögreniyor. İngilizce sarkılar söylüyor vs. Doğacık tam anlamıyla sosyal biri oldu. Bu ayın sonunda da büyük ihtimalle kreşe başlayacak... hepimiz heyecanlıyız. Yarım gün gitti kreşe ve memnun kaldı. Bakalım bizi neler bekliyor olacak.
Doğa gezmelere gitti, misafirler geldi, yaramazlıklar yaptı, eğlendi, yoruldu, huysuzlaştı,resim yaptı, tiyatroya gitti, mutlu oldu... bunlar geride kalan 6 ay içerisinde oldu.
Doğa Aşkı...
DOĞA AŞKI... Bir kızımız oldu ...adı Doğa... işte bu aşk ondan önce başlamıştı...
Sayfalar
Doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Mart 2013 Çarşamba
3 Ekim 2012 Çarşamba
29.ayımız geçmiş gitmiş bile...
Kuzucugum isler artınca nasılda yazmayı unutmusum ... 29. ayını doya doya bitirdi Doğa'cıgım, 30. aya yaklaşmak üzere bile. Yani artık tam 2.5 yaşında olacak kuzucum... zaten "abila oldum" ben diyor sürekli... 29. ayda ingilizceye ve baleye olan merakı çok arttı, ben bale kursuna gidicem, sonra da ingilizce kursuna gidicem diye söylenip durdu, Evde bale çalışmaları yaptı kendi çapında. Ama yaşı bale için oldukca erken bulundu, neyse ki Doğa'ya kıyamayan bir yer getirin biraz hevesini alalım Ocak gibi de onun gibi kücük gruba bir grup yapabiliriz dedi. Gelelim ingilizceye hala daha bir çözüm bulamadık. Tam gün kreşe vermek istemiyorum su anda, yarım günde bize zor olacak, getir götür... bakalım artık... 29. Ayımızla birlikte yaramazalık en son aşamada, zaman zaman sesimi yükseltmeme neden oluyor bu durum. Neyse sonradan uzlasıyoruz. Bu ay içerisinde 2 seyahatim oldu, biri 5 günlüktü, digeri 2 günlük... alıştı gibi Doğa'cık ama dönünce ayrılamıyoruz birbirimizden ... evimizin önüne kocaman bir park yapıldı, Doğa'ya göre, Doğa'nın parkı :) neyse kısa mesafede bir etkinlik alanımız oldu...
Kısacık bizim maceralar böyle... detaylar biraz daha sonra...
Mert abisiyle Kıbrıs'ta yemek öncesi...
Kısacık bizim maceralar böyle... detaylar biraz daha sonra...
Mert abisiyle Kıbrıs'ta yemek öncesi...
22 Temmuz 2012 Pazar
Doğa'nın tatil maceraları 1
Doğa tatilde gezmeli, eğlenmeli, bol şımarmalı zaman geçiriyor... Denize iyice alıştı, simitle yüzmek istemiyor, kolluklarla kendi başına yüzmek istiyor, hatta iskeleden atlamayı çok istedi (!) bugün... denizden hiç çıkmasın ona yeter. taş oynasın denizde, kovasına doldursun en büyük zevki. tam da süslü oldu... ellerine renkli oje bile sürdük. Dondurmanın tadını aldı, hergün tuvaletini yapma karşılığı istiyor :) gece yatış saatimiz iyice uzadı... bakalım dönüşte nasıl düzene koyacagız bu işleri. Müzeye gittik, müzenin bir kısmı kapalıymış ama arıların nasıl bal yaptıgını göstermek amacıyla bir arı kovanını camdan yapmışlar, arıların içerideki çalışmalarını görebildik. Doğa bal nerede, onlardan bal alalım dedi durdu :) ama zevkliydi. Sonunda Doğa'yı da arı vız vız yaptık...
Turkuaz renkli tatil ojesi
Teyzeyle park keyfi
Arı vız vıııız... Neden uçamıyorum diye sordu sürekli :)
Arı kovanın yanında incelemedeyiz...
Gokhanla park keyfi
Arıcı amcanın yanında anneyle Doğa poz verirken...
Su sıralar "anne bana arkadaş bulman gerekiyor", "arkadaşlarım nerede? " diye sayıklıyor. Hatta deniz giderken, "beni şimdi arkadaşlarım bekliyordur" diye kendi kendini heveslendiriyor. bende "dogacım senin daha önceden tanıdıgın arkadaşların yok orada deyince belki de resim kursundan (daha önce bahsetmistim bir etkinlik grubuna devam ediyoruz) arkadaslarının isimlerini saymaya başlıyor ve "belki de onlar gelmiştir" diyor. her gittiğimiz yerde kendi yaş grubuna yakın gördüğü ( bazen cok büyük ablaları ve abileri, turist çocuklarını) herkesin yanına sokulup, senin adın ne? oynayalım mı diyor. üzülüyorum kuzuma... çünkü şimdiye kadar tam anlamıyla uyumlu bir arkadaş bulamadık. neyse azimli kızım :)
Arkadaş bulma çabası....
Teyzosla deniz keyfi
Turkuaz renkli tatil ojesi
Teyzeyle park keyfi
Arı vız vıııız... Neden uçamıyorum diye sordu sürekli :)
Arı kovanın yanında incelemedeyiz...
Gokhanla park keyfi
Su sıralar "anne bana arkadaş bulman gerekiyor", "arkadaşlarım nerede? " diye sayıklıyor. Hatta deniz giderken, "beni şimdi arkadaşlarım bekliyordur" diye kendi kendini heveslendiriyor. bende "dogacım senin daha önceden tanıdıgın arkadaşların yok orada deyince belki de resim kursundan (daha önce bahsetmistim bir etkinlik grubuna devam ediyoruz) arkadaslarının isimlerini saymaya başlıyor ve "belki de onlar gelmiştir" diyor. her gittiğimiz yerde kendi yaş grubuna yakın gördüğü ( bazen cok büyük ablaları ve abileri, turist çocuklarını) herkesin yanına sokulup, senin adın ne? oynayalım mı diyor. üzülüyorum kuzuma... çünkü şimdiye kadar tam anlamıyla uyumlu bir arkadaş bulamadık. neyse azimli kızım :)
Arkadaş bulma çabası....
Teyzosla deniz keyfi
16 Temmuz 2012 Pazartesi
27.ayımız tatilde bitti...
"Abla oldum ben", "büyüdüm dimi?", "abla gibi oldum" cümleleriyle geçti 27 ayımız... kelimelerimiz cok cesitlenmis durumda, ... bu yüzden ... o nedenle...gibi bağlaçları kullandığında çok şeker oluyor... ışıklı fıskıye li bir parka gittik, oradan ayrılırken, "burası bana iyi geldi, çok güzelmiş" dedi beni benden aldı.Kendine özgü istekleri gittikçe artmaya başladı, ben böyle istiyorumu çok fazla duymaya başladık. Pilot olmaya karar vermiş durumda (annesi uçaktan korkar, Doğa pilot olmak ister). Evde sürekli etkinlik istiyor, yapıştırsın, kessin, boyasın... Şirin baba ve tembel şirini konuşturmak en sevdiği oyunu. Banyoyu çok seviyor ve bir süre kendisi yapmak istiyor banyosunu. Kendi yatagında kendi kendine uyumaya başladı...
Yine pisi kedi kitapları....
Deniz'in doğum gününden...
Arkadaşı Deniz'in doğum gününü kutladık bol bool :)
Bu ay hafif ateşli, ishalli bir hastalık dönemi geçirdik, kuzum çok halsizleşti ama çok şükür iyileşti...
Şimdi tatile geldik, tabi en heyecanlımız Doğa, çünkü uçağa binmek istiyordu hatta, pilotla tanışmak istedi.
Pilotumuzda kendisini kokpite davet etti ama bensiz, Doğa'da bunu pek istemedi, karşıdan baktı... Uçakta ilk defa kendi koltugu vardı Doğa'nın çok mutluydu, oyuncaklarını oynadı, kitap okudu, hatta yanımızdaki 11 aylık bebişe bile ablalık yaptı. Uçakta benim hamile yogasından, daha sonra da etkinlik grubumuzda Defne, annesi ve babası ile karşılaştık, güzel oldu. Doğa tatile geldi ve denizden çok kumlarla buluşmuş oldu... ama babişkosunu özledi ... ama istediginde onunla da internetten konusuyor. Doğa için de buradaki hazırlıklar tamdı, bisikletler, oyuncaklar, tuvaleti vs. Evini aratmıyor buradaki durumlarda...
Doğa'nın bir ayı da bu şekilde geçti gitti...

Yine pisi kedi kitapları....
Deniz'in doğum gününden...
Arkadaşı Deniz'in doğum gününü kutladık bol bool :)
Bu ay hafif ateşli, ishalli bir hastalık dönemi geçirdik, kuzum çok halsizleşti ama çok şükür iyileşti...
Şimdi tatile geldik, tabi en heyecanlımız Doğa, çünkü uçağa binmek istiyordu hatta, pilotla tanışmak istedi.
Pilotumuzda kendisini kokpite davet etti ama bensiz, Doğa'da bunu pek istemedi, karşıdan baktı... Uçakta ilk defa kendi koltugu vardı Doğa'nın çok mutluydu, oyuncaklarını oynadı, kitap okudu, hatta yanımızdaki 11 aylık bebişe bile ablalık yaptı. Uçakta benim hamile yogasından, daha sonra da etkinlik grubumuzda Defne, annesi ve babası ile karşılaştık, güzel oldu. Doğa tatile geldi ve denizden çok kumlarla buluşmuş oldu... ama babişkosunu özledi ... ama istediginde onunla da internetten konusuyor. Doğa için de buradaki hazırlıklar tamdı, bisikletler, oyuncaklar, tuvaleti vs. Evini aratmıyor buradaki durumlarda...
Doğa'nın bir ayı da bu şekilde geçti gitti...
22 Haziran 2012 Cuma
26.ayımız çoktan bitmişti...
Doğa'mın 26. ayı 16 haziranda bitmişti ama ben yurtdışında oldugum için yazamadım... evet kuzumdan ayrı bir 5 gün geçirdim, giderken zor oldu ama dönünce baktım ki bu tür ayrılıklar bazen ilişkilerin güçlenmesi adına, anne-çocuk, baba-çocuk, çoçuk-babaanne ya da annaanne, anne-baba :), iyi olabiliyor. Tabi çok ama çok özlüyor insan kuzusunu, hergün konuşmak görmek istiyor ama iş geregi mecburiyetler işin içine girince olayın olumlu yönlerinden bakarak durumu degerlendirmek gerekiyor.
Doğa'cığımda 26 ayda hergün şaşırtan ifadeleri, söylemleri, davranışları ile büyümeye devam ediyor. Şarkıları çok keyifli, dansları, oyunları ...
Kelimeleri yerinde kullanmaya çalışması, her duyduğu kelimeyi öğrenmeye çabalaması çok keyifli, tuvalet eğitiminde oldukça yok aldık, acelemiz yok. Bezi istemiyorum aşamasında şimdi. Özellikle dışarıda kesin söylüyor ama evde küçük kazalar oluyor tabi. Daha önce de söylediğim gibi anne tembel olmasa daha erken de öğrenirdi Doğa ama neyse yaza çözmüş olacagız bu olayı da. İsveç dönüşü Doğa'dan duydugum ilk şeylerden biri, "kardeşim neden yok?" oldu.Ben tabi kalakaldım. Babası da sorma iki üç gündür böyle, kardeş istiyorum diye dolaşıyor dedi. Benim de kardeşim olsun, onunla oynamak istiyorum diyor! Ben su an bunun fikrini bile düşünemezken...evet bana göre henüz çookk erken. Doğa'yı daha fazla arkadaşlarıyla görüştürmeye karar vererek bu olayın bana düşen sorumluluğunu kapattım şimdilik.
Tatil hazırlıkları başladı bizde de yavaş yavaş, Temmuzun başlarında Doğa'yla teyzoşunun, Gökhan'ın, anaanne ve Hasan dedesinin yanına gidecegiz, sonra da Çınar'ımızı görmeye Söke'ye. Dört gözle bekliyoruz bu tatili.
Doğa daha önce bahsettiğim sanat gurubuna, Birge'ye gitmeye devam ediyor, çok da keyif alıyor. Yazın gelmesiyle dışarı aktivitelerimiz arttı. Bu ay içerisinde uzun bir hastalık dönemi atlattık, ateş, döküntü, gözün iltihaplanması derken çok sükür ki hafifledi durumlarımız. Ve kendimizi sıcaktan koruyarak dışarılara attık sonunda.
Doğa'dan haberler kısaca böyleeee....
Zeynoşun evinde, Deniz'in çektiği bir fotograf, Teşekkürler Deniz...
Birge sanat atölyesinde etkinlik sırasında malzemeleri incelerken...
Babaannesiyle etkinlik sırasında, traş köpüğüyle sanatsal çalışma yaparken :)
Doğa'cığımda 26 ayda hergün şaşırtan ifadeleri, söylemleri, davranışları ile büyümeye devam ediyor. Şarkıları çok keyifli, dansları, oyunları ...
Kelimeleri yerinde kullanmaya çalışması, her duyduğu kelimeyi öğrenmeye çabalaması çok keyifli, tuvalet eğitiminde oldukça yok aldık, acelemiz yok. Bezi istemiyorum aşamasında şimdi. Özellikle dışarıda kesin söylüyor ama evde küçük kazalar oluyor tabi. Daha önce de söylediğim gibi anne tembel olmasa daha erken de öğrenirdi Doğa ama neyse yaza çözmüş olacagız bu olayı da. İsveç dönüşü Doğa'dan duydugum ilk şeylerden biri, "kardeşim neden yok?" oldu.Ben tabi kalakaldım. Babası da sorma iki üç gündür böyle, kardeş istiyorum diye dolaşıyor dedi. Benim de kardeşim olsun, onunla oynamak istiyorum diyor! Ben su an bunun fikrini bile düşünemezken...evet bana göre henüz çookk erken. Doğa'yı daha fazla arkadaşlarıyla görüştürmeye karar vererek bu olayın bana düşen sorumluluğunu kapattım şimdilik.
Tatil hazırlıkları başladı bizde de yavaş yavaş, Temmuzun başlarında Doğa'yla teyzoşunun, Gökhan'ın, anaanne ve Hasan dedesinin yanına gidecegiz, sonra da Çınar'ımızı görmeye Söke'ye. Dört gözle bekliyoruz bu tatili.
Doğa daha önce bahsettiğim sanat gurubuna, Birge'ye gitmeye devam ediyor, çok da keyif alıyor. Yazın gelmesiyle dışarı aktivitelerimiz arttı. Bu ay içerisinde uzun bir hastalık dönemi atlattık, ateş, döküntü, gözün iltihaplanması derken çok sükür ki hafifledi durumlarımız. Ve kendimizi sıcaktan koruyarak dışarılara attık sonunda.
Doğa'dan haberler kısaca böyleeee....
Zeynoşun evinde, Deniz'in çektiği bir fotograf, Teşekkürler Deniz...
Birge sanat atölyesinde etkinlik sırasında malzemeleri incelerken...
Babaannesiyle etkinlik sırasında, traş köpüğüyle sanatsal çalışma yaparken :)
22 Mayıs 2012 Salı
25.ay da bitti...
Doğa 2 yaşını doldurunca baktım ki ay saymalarım azaldı. Doğamın 25. ayı bitti ama annesi hala daha 25. ayla ilgili birşeyler yazmadı... heyecan mı bitiyor büyümeleriyle yoksa büyüdükleri için çok vaktimizi alıyorlar da zaman mı bulamıyoruz yazmaya bilemedim...
Doğam 25. ayını da bitirdi ... kocamaann bir kız oldu dersem inanmayın... ben hala daha yaptıklarını şaşkınlıkla izlerken, anladım ki onu hala daha bir bebek gibi görüyorum ve o nedenle bu denli şaşırıyorum. Peki neler oluyor şu sıralar Doğa'da dersek...
Doğa ile 2 yaş krizi yaşamıyoruz biz, çünkü onu anladığımı, ne yapmak istediğinin farkında olduğumu söylüyorum ve o dakika yaptıgı sakıncalı şeyden vazgeçiyor. Tuvalet eğitimini kendi başlatan kızım, kendi sonlandırmıştı, yani beze dönüş yaşamıştı, şu sıralar yıldızları kapmak için ve daha önemlisi yıldızları çoğaldıkça çikolota almak için tuvaletini söylüyor. Dışarı çıktığımızda kesinlik tuvaletini söylüyor, genelde kuru bezle eve dönüyoruz ama evde bezine yapmayı seviyormuş ... Bu işi bilimsel bilen bir anne olarak, çocuk çişini söylemeye başladığında bez olayını bitirmek gerekiyor, benim gibi rahat olmayın...
Doğa hergün "bugün işe gidecek misin annecim?" diye soruyor ve benden "evet" yanıtını alınca başlıyor ağlamaya sabahlarımız bu nedenle sancılı geçiyor. Ama ben asansöre bindiğimde susmuş oluyor kendisi.
Konuşmasından ve şarkılarından artık bahsetmeyecegim... gece uyandığında bile şarkılar söylüyor.
Uyumaya gittiğimizde ona söylediğim ninnileri yüksek sesle söylüyor... uykuya direniyor, oyun oynamak istiyor...
Doğa bu ay bir de çocuklar için sanat grubuna katıldı, çok da keyif aldı bu etkinlikten... her cumartesi gidiyoruz. hem yeni arkadaşlarla tanışıyoruz hem de sanat etkinliklerine katılmış oluyoruz. Merak edenler için burayı ziyaret edebilirsiniz. http://birgecocuksanattasarimvemimarlik.blogspot.com
Yemek konusunda artık çok hassas degilim, evde yine kendine mutlaka sebze et ve balık agırlıklı bir beslenme uygulansa da, dışarıya gittiğimizde eskisi gibi cok da fazla yanımda yemek taşımıyorum, biz ne yersek Doğa'ya da uygun olacak bir yemek belirliyoruz.
Doğa empatik düşünme becerisini ve arkadaş sevgisini abartmış durumda, bilindiği üzere en yakın arakadaşı Deniz. Akşamları Deniz le telefon sohbeti bile yapıyorlar. Deniz ağlasın, canı sıkılsın, hasta olsun, Doğa çok üzülüyor. Hatta sanat etkinliğinde bile Deniz le farklı sınıflara koymamıza neden oldu bu davranışı. Çünkü Doğa Deniz de bunu yapsın, yapıştırsın diye, Deniz'i düşünmekten etkinliğe odaklanamadı. Her gittiği yerden Deniz' e de alalım diye ona da bir tane aldırıyor ya da istiyor. Hatta öyle abartmış ki... body sinin çıt çıtını açarken "Bir tane de Deniz için açayım mı anne?" dedi tamam dedim bu son nokta.
İşte Doğa'nın kısaca son ay değerlendirmesi böyle...
Doğam 25. ayını da bitirdi ... kocamaann bir kız oldu dersem inanmayın... ben hala daha yaptıklarını şaşkınlıkla izlerken, anladım ki onu hala daha bir bebek gibi görüyorum ve o nedenle bu denli şaşırıyorum. Peki neler oluyor şu sıralar Doğa'da dersek...
Doğa ile 2 yaş krizi yaşamıyoruz biz, çünkü onu anladığımı, ne yapmak istediğinin farkında olduğumu söylüyorum ve o dakika yaptıgı sakıncalı şeyden vazgeçiyor. Tuvalet eğitimini kendi başlatan kızım, kendi sonlandırmıştı, yani beze dönüş yaşamıştı, şu sıralar yıldızları kapmak için ve daha önemlisi yıldızları çoğaldıkça çikolota almak için tuvaletini söylüyor. Dışarı çıktığımızda kesinlik tuvaletini söylüyor, genelde kuru bezle eve dönüyoruz ama evde bezine yapmayı seviyormuş ... Bu işi bilimsel bilen bir anne olarak, çocuk çişini söylemeye başladığında bez olayını bitirmek gerekiyor, benim gibi rahat olmayın...
Doğa hergün "bugün işe gidecek misin annecim?" diye soruyor ve benden "evet" yanıtını alınca başlıyor ağlamaya sabahlarımız bu nedenle sancılı geçiyor. Ama ben asansöre bindiğimde susmuş oluyor kendisi.
Konuşmasından ve şarkılarından artık bahsetmeyecegim... gece uyandığında bile şarkılar söylüyor.
Uyumaya gittiğimizde ona söylediğim ninnileri yüksek sesle söylüyor... uykuya direniyor, oyun oynamak istiyor...
Doğa bu ay bir de çocuklar için sanat grubuna katıldı, çok da keyif aldı bu etkinlikten... her cumartesi gidiyoruz. hem yeni arkadaşlarla tanışıyoruz hem de sanat etkinliklerine katılmış oluyoruz. Merak edenler için burayı ziyaret edebilirsiniz. http://birgecocuksanattasarimvemimarlik.blogspot.com
Yemek konusunda artık çok hassas degilim, evde yine kendine mutlaka sebze et ve balık agırlıklı bir beslenme uygulansa da, dışarıya gittiğimizde eskisi gibi cok da fazla yanımda yemek taşımıyorum, biz ne yersek Doğa'ya da uygun olacak bir yemek belirliyoruz.
Doğa empatik düşünme becerisini ve arkadaş sevgisini abartmış durumda, bilindiği üzere en yakın arakadaşı Deniz. Akşamları Deniz le telefon sohbeti bile yapıyorlar. Deniz ağlasın, canı sıkılsın, hasta olsun, Doğa çok üzülüyor. Hatta sanat etkinliğinde bile Deniz le farklı sınıflara koymamıza neden oldu bu davranışı. Çünkü Doğa Deniz de bunu yapsın, yapıştırsın diye, Deniz'i düşünmekten etkinliğe odaklanamadı. Her gittiği yerden Deniz' e de alalım diye ona da bir tane aldırıyor ya da istiyor. Hatta öyle abartmış ki... body sinin çıt çıtını açarken "Bir tane de Deniz için açayım mı anne?" dedi tamam dedim bu son nokta.
İşte Doğa'nın kısaca son ay değerlendirmesi böyle...
Etiketler:
25. ay,
birge sanat,
Deniz,
Doğa,
sanat etkinliği
12 Mayıs 2012 Cumartesi
Anneler günü...
Anne eli, güvendir, kuvvettir, cesarettir, doktordur, öğretmendir,arkadaştır, destektir, sıcaktır, sevgidir...Yaşam kadar değerlidir. O el hep üzerimizdedir...Umarım hep öyle kalır...
Anneler Günümüz Kutlu Olsun...
*Gokcen'e gönderdiği mail için çok tesekkür ederiz :)
Anneler Günümüz Kutlu Olsun...
*Gokcen'e gönderdiği mail için çok tesekkür ederiz :)
9 Mayıs 2012 Çarşamba
Doğa'ya bir kardeş geldi... Çınar :)
5 Mayısta ailemize yeni bir üye daha katıldı ÇINAR... Doğa kardeşim oldu diye sevindi ama henüz göremedik Çınar'ı... Çınar Aydın Söke'de yaşıyor...Doğa'nın amcası Raşit'in ve Özge'nin bir bebişleri oldu ... bizi de çok mutlu etti... sabırsızlıkla Çınar'la tanışacagımız günü bekliyoruz...
Çınar'cıgım saglıkla, mutlulukla yaşa... Annenle, babanla ve sevdiklerinle hep mutlu ol... her zaman iyi şeylerle karşılaş... Doğa ile kardeş gibi büyüyün, sevin birbirinizi... tıpkı baban ve tuncer amcan gibi...
Seni çok seviyoruz... iyi ki doğdun...
Çınar'cıgım saglıkla, mutlulukla yaşa... Annenle, babanla ve sevdiklerinle hep mutlu ol... her zaman iyi şeylerle karşılaş... Doğa ile kardeş gibi büyüyün, sevin birbirinizi... tıpkı baban ve tuncer amcan gibi...
Seni çok seviyoruz... iyi ki doğdun...
İstanbula gittik, gezdik tozduk...
Mayıs başı bir İstanbul turu yapalım dedik ve düştük yollara... iyi de yaptık, bol gezmeli, eğlenceli, dostlarla, köpüşlü bir gezi oldu... Doğa bol bol koştu oynadı ,bahçede dışarlarda. Denize taş attı, balıkları gördü, dondurma yedi, Ege ağbiyle oynadı, köpüşle oynadı, toprakla banyo yaptı :), çiçek topladı, kumlarla oynadı ve bolca kudurdu. Bize de temiz hava bol güneş (sabahtan öğlene kadar biraz serin olsa da) gezmeli bir minik mola oldu :))) Özay Teyze, Cem Amca ve Ege Abi ye çoook teşekkürler...
17 Mart 2012 Cumartesi
23.ayımız bitti
Dün 23 ayı doldurdu Doğa'mız. Doğumgününe 1 kaldı, tabi beni aldı bir heyecan, nasıl olacak, nerede olacak, Doğa ne giyecek vs. vs. Ama bir o kadar da yogunluk var ki evimizde, neyi nasıl ne zaman yapacagız bilemiyorum. Birikmis bir sürü post var. Doğa bu ay hem cok yogundu hem de iki kez agır grip gecirdi.
İlki Şirinler Tiyatrosuna gitti, Müjdat Gezen Sanat Merkezinde 2 yaş ve üstü çocuklara yönelik bir tiyatro etkinliği var, biz de yararlandık.
Sonra Birge Mimarlık ve Sanat Atölyesinde Dilek Teyzeyi ziyaret ettik ve sanatsal etkinlikler yaptık. Dilek Teyze 3 yaş ve üzeri tüm çocukları bekliyor, sanat ve yaratıcılık eğitimine... Bu ziyaretimizin fotograflarını en kısa sürede sizlerle paylaşacağız.
Pepee Panora'da d,ye gördük ilanları, gittik Panora'ya ama ne izdiham, tabi aynen kaçtık yukarılara, bebelerimizi karıştırmadık kalabalığa.
Tabi bunların yanında bir sürü gezme tozma, akülü arabalara binme, parklar vs. kar kış demeden gidildi, gezildi. Ama kuzucum en son geçen hafta 40 derece ateşe ulaştı, öksürüğü hala var ama neyseki atlattık ateşli günleri.
Doğa bu ayda tam kafasına buyruk davranan, alıp başını giden, herşeyi ben yaparım diyen, size karşılık veren bir tatlı cadı oldu. Söylediği sözler hergün bizi şaşırtıyor, komikler yapıyor kendince, şarkı repertuarı oldukça arttı, dans etmeye bayılıyor, müzik duyması yeter daha neler var neler....
Geçen hafta teyzesi ve Gökhan geldi ziyaretimize, Doğa tam şımarıklarını yaşadı, hergün birşey alındı kendisine tabi onlar gittikten sonra da bize soruyor, bana ne aldınız diye.
Doğa " bebek değilim, Doğa'yım" diyor artık :) maceralar ise çok....
İlki Şirinler Tiyatrosuna gitti, Müjdat Gezen Sanat Merkezinde 2 yaş ve üstü çocuklara yönelik bir tiyatro etkinliği var, biz de yararlandık.
Sonra Birge Mimarlık ve Sanat Atölyesinde Dilek Teyzeyi ziyaret ettik ve sanatsal etkinlikler yaptık. Dilek Teyze 3 yaş ve üzeri tüm çocukları bekliyor, sanat ve yaratıcılık eğitimine... Bu ziyaretimizin fotograflarını en kısa sürede sizlerle paylaşacağız.
Pepee Panora'da d,ye gördük ilanları, gittik Panora'ya ama ne izdiham, tabi aynen kaçtık yukarılara, bebelerimizi karıştırmadık kalabalığa.
Tabi bunların yanında bir sürü gezme tozma, akülü arabalara binme, parklar vs. kar kış demeden gidildi, gezildi. Ama kuzucum en son geçen hafta 40 derece ateşe ulaştı, öksürüğü hala var ama neyseki atlattık ateşli günleri.
Doğa bu ayda tam kafasına buyruk davranan, alıp başını giden, herşeyi ben yaparım diyen, size karşılık veren bir tatlı cadı oldu. Söylediği sözler hergün bizi şaşırtıyor, komikler yapıyor kendince, şarkı repertuarı oldukça arttı, dans etmeye bayılıyor, müzik duyması yeter daha neler var neler....
Geçen hafta teyzesi ve Gökhan geldi ziyaretimize, Doğa tam şımarıklarını yaşadı, hergün birşey alındı kendisine tabi onlar gittikten sonra da bize soruyor, bana ne aldınız diye.
Doğa " bebek değilim, Doğa'yım" diyor artık :) maceralar ise çok....
16 Şubat 2012 Perşembe
22.ayımız da bittiiii ....
Kar keyfinden... Resimdeki fili bulun :) Doğa onunla kar oynamak istedi...
Doğum gününe 2 kaldı Doğa'mızın... Doğa'mız 22 aylık oluverdi bile. İşine geldiğinde "çocuk oldum" diyor, işine geldiğinde "bebekim diyor". Ama çocuk oldu tam da. Yaramazlıklar hat safhada Doğa'da hayır dediğiniz herşeyi abartarak daha fazlasını gözünüze baka baka yapıyor. Oyunlar, şarkılar oldukça arttı şu sıralar. Uçak, helikopter en favori ulaşım araçları. Geçenlerde dedesine " Dede ben hiç helikoptere binmedim" diyordu :) tabi 22 aylık oluncaya kadar yavrucak bu kadar aydır helikoptere bile binmemiş, hepimiz çok acıdık kendine :). Sürekli yardım etmek için "yardım etcem sana" diye koşuyor (bazı zamanlarda bu çok tatlı gelse de, bazen işin suyu cıkabiliyor). Yemek yapmaya, mutfakta zaman geçirmeye çok meraklı (annesinin aksine :))). Geçenlerde birlikte ona muhallebi yaptık, o dondurmalı muhallebi yaptıgını düsünüyor ama olsun, çok keyif aldı bu etkinlikten. Bazı dialoglarımız şöyle:
Doğa komik ne demek? "Gülmek demek" diyerek sırıtıyor.
Üzgün ne demek? "Ağlamak demek" diyor ve aglıyormus gibi yapıyor.
Sen dede sana uçak alınca ne yaptın? "çok heyecanlandım" dedi ve ekledi "sevdim de".
Jingle Bells yılbaşından itibaren vazgeçemediği şarkısı, neredeyse her akşam bizden onu çalmamızı istiyor, kendisi de kendi çapında söylüyor.
Söylediği diğer şarkılar, Twinkle little star, canım annem (peppe'den), arada sırada (yazın teyzesinin arabasında alıştı ve unutamadı), kutu kutu pense, portakalı soydum, o piti piti, şirinlerin başlangıç müziği, peppe'deki bir kaç şarkı da var yine repertuarında.
Doğa en büyük kim? Fenerbahçem (maalesef vazgeçiremiyorum :().
Şu sıralar göbek atmayı ögrendi! (evde de göbek atan falan da yok ama) göbek atıyor.
Uyanır uyanmaz salona gidelim diye direktif veriyor hemen. İşine karıştığınızda hemen sinirleniyor ve elinde neyle ugrasıyorsa, onları da o sinirle atıyor.
Hafta sonu "Deniz'le bulusucam" dedi durdu ve bulustuk da.
Su sıralar herkese doğum günü için sipariş geçiyor :)
Ahçı başı oldumm diyerek dolaştı durdu :) kızıma küçük bir önlük almalıyım...
Öğle uykusu öncesi kitabını okurken... bu seriyi çok seviyor kendisi :)))
10 Şubat 2012 Cuma
Küçük kış tatili yaptık...
Hastalıklardan kurtulunca, kendimizi gezmelerde bulduk. Çok uzaklara gitmeden gecen haftasonu kücük bir tatil yaptık. Çok da iyi geldi. Doğa'cık sıcacık havuza girdi, hamama gitti (o banyo diyor oraya ama). Hatta hamamda ne yaptın deyince, "teyzeler vardı"," teyzenin biri annemi temizledi" diyor(annesi sanki yıllardır pis pis geziyormus da:)))). İlk kez hamam keyfi yapalım dedim, o da kızım adımı çıkardı.
Ekibimizde çok iyiydi, Doğa'ya bir sürü teyze baktı. Ablayla tanıştı, kaynaştı. Akşam canlı müzik eşliğinde danslar ettiler Duru Abla'yla. Aysel Teyze hiç kucağından indirmedi, Figen Teyzeyi (hoca diyor gerçi) yıkadı, bazen Sade dediği bazen Gül dediği Sadegül teyze de annesiyle banyo yıkandı ve aynı cicileri giymişler Doğa'ya göre. Duru ablanın annesi vardı, o da Duru ablaya yemek yedirdi.
Tabi bu teyzelerin eşleri de bizimleydi ama Doğa daha çok teyzelerle zaman geçirdi. Tabi unutamadığı masada uyuyan Mert abisi de var. Doğa, doğayla buluştu, ormanda tavşan aradı, gezdi tozdu.
Doğa, döndükten sonra, yine gidelim oraya, havuza girelim demeye başladı bile...
Ekibimizde çok iyiydi, Doğa'ya bir sürü teyze baktı. Ablayla tanıştı, kaynaştı. Akşam canlı müzik eşliğinde danslar ettiler Duru Abla'yla. Aysel Teyze hiç kucağından indirmedi, Figen Teyzeyi (hoca diyor gerçi) yıkadı, bazen Sade dediği bazen Gül dediği Sadegül teyze de annesiyle banyo yıkandı ve aynı cicileri giymişler Doğa'ya göre. Duru ablanın annesi vardı, o da Duru ablaya yemek yedirdi.
Tabi bu teyzelerin eşleri de bizimleydi ama Doğa daha çok teyzelerle zaman geçirdi. Tabi unutamadığı masada uyuyan Mert abisi de var. Doğa, doğayla buluştu, ormanda tavşan aradı, gezdi tozdu.
Doğa, döndükten sonra, yine gidelim oraya, havuza girelim demeye başladı bile...
16 Ocak 2012 Pazartesi
21.Ayımız bitti...
Bu arada evimizin ortasına kocaman bir çadır yerleşti, Doğa'nın ve onun bebek camiasının evi orası. Şu sıralar geceleri kalkmaya başladı ve mutlaka yanına birini istiyor kısa süreli de olsa. Makyaj malzemeleri, süs eşyaları (özellikle benim yüzüklerim) en çok ilgisini çeklenler. Gargamel ve dolayısıyla Şirinlerin oyuncaklarına bayılıyor (Bu arada her yerde peluş gargamel arıyoruz, bulan varsa bize de haber versin). Annesi gibi hoca olmaya karar vermiş Doğa :), "hoca olcam anne gibi" diyor. Bu ay diş macunu kullanmaya başladık, tadını pek sevmese de alıştı sanırım. Şekilleri ögrendi kısmen, kare üçgen ve yuvarlak biliyor. Özellikle sabahları peynir yerken, şekiller yardımımıza koşuyor :))). Kendi kendine oynadığı oyunlar tam bir tiyatro :)).Yanında gerginlik, yüksek ses, canım acıdı vs gibi olumsuzluklardan hoşlanmıyor ve bu durumdan rahtasız oldugunu bir şekilde dile getiriyor. Korktum (bunu nasıl ögreniverdi anlamadık), mutluyum, şaşırdım, üzüldüm, heyacanlandım ifade ettiği duygularından.
Doğa'nın 21.ayı özetle böyle geçti.
Fotoğraf kızak keyfinden....

5 Ocak 2012 Perşembe
Kar yağmıştı :)
Doğa'nın yanındaki küçük cisimcigi küçümsemeyin o bizim kardandan adamımız :)
Geçen hafta karlara büründü Ankara, biz kar demeden, kış demeden yılbaşı partisine gittik Doğa'yla. Doğa başlarda biraz çekingen dursa da sonradan ortama uyum sağladı. Hafta içi kar kendini daha bir göstermeye başladı ve yeni yıla karla girdik :) Doğa kar görünce kardandan adam (o böyle diyor:)) yapmak için çıldırdı bizde kardandan adam yapmak için evin önüne indik. Saat 18.00 de ana-kız kardan adam yaptık, kendi çapımızda kar topu oynadık, geldik. Doğa eve girmek pek istemedi aslında ama minicik burnu çok üşümüştü :)). Sonunda elimize bir kartopu alarak eve çıkabildik. Doğa bir hevesle bir sonraki kar yağışını bekliyor (!)...
1 Ocak 2012 Pazar
Mutlu yıllar...
Umarım yeni yıl herkese sağlık, mutluluk ve huzur getirir. Tüm sevdiklerinizle birlikte mutlu yıllar...
***Fotograflar gecen hafta Doğa ve arkadaşı Deniz'in yılbaşı partisinden...
16 Aralık 2011 Cuma
20.ayımız da bitti...
Doğa kocamaaaan kız oldu artık 20 aylık dile kolay. Biz zamanın bu kadar hızlı geçmesine inanamazken, Doğa büyümenin bütün belirtilerini son hızla göstermeye devam ediyor, bizi de cok şaşırtıyor. Bu dönemin en belirgin özelliği "dilinin açılması". Kurduğu cümleler, söylediği kelimeler karşısında şaşıp kalmamak mümkün değil ve tabi işin eğlencesi de ayrı bir keyif. Doğa adını soyadını, babasının ve annesinin adını sorduğunuzda söylüyor. Öyle anlar oluyor ki, şükretmemek mümkün değil, çünkü beni o minicik kollarının arasına alıyor ve "bebeğim, kucum (kuzum), canım" diye seviyor, işte o dakikayı dondurmak istiyor insan.
3 kelimelik cümleleri çok sık duyuyoruz. Bizim onaylamayacagımızı hissettiği durumlarda, "merak ettim" diyerek canevimizden vuruyor. Arabada giderken, artık uykusu da geldiği bir anda, "sıkıldıııııııım" diye feryat ettiğinde babası ve ben, şaşkına döndük. ve tabi sonraki zamanlarda, uzun süreli bir oyunda oynadıysa, mama sandalyesinde uzun süre kaldıysa vs hemen "sıkıldıııım" diyor. Derdini o kadar net ve güzel anlatıyor ki insan ne çabuk büyüdü benim kızım demeden kendini alamıyor. Yine doğru yerde kullandığı duygu ifadesi "korktum", tabi biz biraz üzüldük nasıl keşfetti diye, çünkü rahatlıkla odasına karanlıkta giden Doğa, şimdi korktum diyerek gitmek istemiyor, alışveriş merkezinde kocaman noel babayı görüp, korktum diyerek kucagıma zıplıyor.
Doğa ile birlikte yılbaşı ağacı süsledik geçen hafta, çok keyif aldı, bana yardım etti ve sorunca "anneyle doğa yaptı agacı"diyor. Bu yıl bol süslü ve ışıksız bir süsleme yaptık yılbaşı agacımıza, malum Doğa şu sıralar herşeyi çok merak ediyor!!!
Doğa'nın bu ay ziyaretcisi coktu, teyzesi gökhan, sonra Tülay babaanne, Gündüz dede ve ben Hollanda'dayken bize destek kuvvet gelen, anneanne ve sonradan bize katılan dedemiz. Anneanne ve Dedemiz şimdi de bizimleler ve babaanne ve dedemiz de bize akşamları katılınca Doğa bol oyunlu şımarmalı günler yaşıyor.
Şarkı repartuarını arttırdı, kutu kutu penseden sonra, cimcim makarna (bunu melike babaannesinden ögrendi), çatlak patlak (anne versiyonu), thomas (yine anne versiyonu), Doğa'nın top 4'ü :)
Başına buyruk olduğunu, herşeyi ben yapıcam demesini, ağlama denemelerini, kaşla göz arası yaptığı yaramazlıklarını söylemeden geçemeyeceğim.
12 Aralık 2011 Pazartesi
Doğa'nın annesi ile Deniz'in annesi Hollanda'ydı
İki anne kuzularından bir süre ayrılıp, Hollanda'ya gittiler... Doğa'nın annesinin toplantısı vardı bir günlük, Deniz'in annesi de ona eşlik etti, iki anne iki günde fazladan Amsterdam'da gezdi... Gezi hasrete rağmen çok güzeldi. Başlangıcı biraz olaylı başlasa da sonradan durumu toparladık. Uçağa bindiğimizde uçak tam kalkmak üzereyken kapısının tam olarak kapanmadığı fark edildi ve pilot uçağı durdurdu. 1.5 saat uçağın içinde uçağın tamir edilmesini bekledik ve İstanbul'a gidebildik. İstanbul'a gittiğimizde bizi Amsterdam'a götürecek uçak bizi almadan gitmişti. Tabi havaalanında tansiyon biraz yükseldi. Neyse tartışmalardan sonra 5 saat bekledikten sonra Amsterdam'a ulaşabildik. Oradan Utrecht'e gidecektik ki, valizimin gelmemesi süpriziyle karşılaştık. Ben valizsiz bir şekilde toplantıya gittim. Ertesi günün akşamı kırılmış olan valizime ulaşabildim. Neyse toplantıdan sonra Amsterdam'a gittik, müzelerde, alışveriş merkezlerinde, sokaklarda bol boool gezdik. Özge ile buluştuk, çok iyi oldu. Özge bizi ağırladı çok güzel. Keyifliydi gerçekten. Sonra da kuzularımıza kavuştuk. Ne de özlemişiz. Siparişleri vardı, onları verdik, pek keyiflendiler.
25 Kasım 2011 Cuma
Teyzoş ve Gökhan geçti evimizden....
Geçen haftasonu Doğa'ya gün doğdu, teyzesi ve Gökhan bizleri ziyarete geldiler, mutlu ettiler. En çok da Doğa'yı... Doğa için evde hep bir şenlik ve oyun ortamı vardı. Tabi gidilen her yerden de Doğa kendisine birşeyler aldı(rdı). Hatta daha önce benim ona, başka kitaplar aldıgımız için almadığım kitabı bile aldırdı teyzesine :). Artık bir arabası da var Doğa'nın. Evimiz Doğa'nın yaşam alanı oldu, biz babasıyla onun yanına yerleşmiş gibi olduk :). Doğa şanslı seveni çok, çok şükür, ama herkes ona birşeyler alma telaşına kapılınca olan bize oluyor. Birde ben çok tercih etmiyorum, herşeyi çabucak tüketsin, oyuncaklarının kıymetini bilsin, onları sevsin, bir günde tüketmesin. Çocukları bilimsel anlamda da yakından tanıyan biri olarak, oyun ve oyuncak en doğal gereksinimleri ama çok oyuncak mı HAYIR! Gelişimine uygun doğru oyuncaklar yeterli. Bazen ben bile kendimi kaybediyorum ama frenliyorum. Doğa'ya yeni alınan her oyuncağı bir süre paketiyle bekletiyorum, hepsini bir anda vermiyorum.Eski oyuncaklarını da kaldırıp belli bir süre sonra tekrar ortalığa yayıyorum. Bazen oyun oynarken yönlendirdiğim oluyor farklı oyuncaklara o da farkındalık kazanıyor böylece. Legolar, boyalar, hamurlar şu sıralar en favori oyuncagı, ve tabi arabası, şirini ve atı Ateş :)).
Teyzoşuyla bol bol hasret giderdiler ve tabi ki en iyi oyun arkadaşı Gökhan oldu. Gökhan'a her istediğini aldırttı (benim olmadığım zamanlarda).
Bize iyi geldi onların gelmesi, en kısa zamanda yine bekliyoruz...
Bu fotograf yazın tatilde çekilmişti.
Teyzoşuyla bol bol hasret giderdiler ve tabi ki en iyi oyun arkadaşı Gökhan oldu. Gökhan'a her istediğini aldırttı (benim olmadığım zamanlarda).
Bize iyi geldi onların gelmesi, en kısa zamanda yine bekliyoruz...
Bu fotograf yazın tatilde çekilmişti.
17 Kasım 2011 Perşembe
19.ayımız bitti...
Güzel kızımız büyüyor, "artık çocuk oldu"... 19. ayda neler neler değişti ... Doğa artık 2-3 kelimelik cümleler kuruyor, derdini sözel olarak ifade edebiliyor, 10 bazen 9'a kadar sayabiliyor (nereden öğrendi en küçük bir fikrimiz yok). Birgün pijamasını giydirirken 1-2-3 dedim o da 4-5-6 diye 6'ya kadar devam etti, ardından 1 hafta sonra 10'a kadar dilinin döndüğünce sayıyor, çok şaşırdık. Doğa, kısıtlı bir sürede olsa tv izliyor, sünger bob, peppe, şirinler, caliou ve kahverengi ayıcık yakaladığı zaman takip ettiği çizgi filmler. Ama tv konusunda hala daha çok esnek değiliz. Hergün bizi şaşırtıyor, verdiği tepkiler, kurduğu iletişim şekli vs. Ağlama numarası yaparak istediğini yaptırmaya çalışıyor ama yemiyoruz tabi ki. Favori şarkısı kutu kutu pense... Uykuya geçiş sırasında baktım ki kutu kutu penseyi söyleyip alkış yapıyor, sonra sesini kaydettik (video ya alındığını farkederse farklı davranıyor:). Arkadaşlarıyla sosyalleşmesi son hızla devam ediyor... En yakın arkadaşı Deniz'le neredeyse hergününü geçirmek istiyor. Her sabah ve akşam mutlaka Deniz soruluyor ve bazen telefonla aranıyor (görüşemediğimiz nadir zamanlarda). Teyzesinin düğününden sonra , her gelinlikliye teyzesiymiş gibi davranıyor ve tabi yanındaki de Gökhan oluyor :)). Babasına "babiş" diye hitap ediyor zaman zaman. Doğa artık babaanne diyor, daha önceleri abugaga diyordu babaanne yerine.
Doğa'dan kısa kısa inciler...
Bayramda "iiii bayram" dedi sorduğunuzda, nasılsın doğa? deyince "iiii"diye cevp veriyor, "iii gecleeer", "teyze boya alcakmııış", "babaanne oyuncak al", "anannesi alsın" ( elbise bakıyordum ona, ayrıca yazılışlarda harf atlama yoktur, Doğa'nın söylediği şekilde yazdım:))... baba ne iş yapıyor? "dokhtor", nereye bakıyor? "ağzaaa", ne doktoru? "dişşş", anne ne iş yapıyor? "hocca", teyze ne iş yapıyor, "abukat!".... daha böyle uzayıp gidiyor Doğa'nın incileri :)
Son zamanlarda anlamadığımız bir mızıldanmalar var, bakalım artık sanırım 2 yaş öncesi işaretler bunlar :))
Doğa'dan kısaca haberler bunlar...
Doğa'dan kısa kısa inciler...
Bayramda "iiii bayram" dedi sorduğunuzda, nasılsın doğa? deyince "iiii"diye cevp veriyor, "iii gecleeer", "teyze boya alcakmııış", "babaanne oyuncak al", "anannesi alsın" ( elbise bakıyordum ona, ayrıca yazılışlarda harf atlama yoktur, Doğa'nın söylediği şekilde yazdım:))... baba ne iş yapıyor? "dokhtor", nereye bakıyor? "ağzaaa", ne doktoru? "dişşş", anne ne iş yapıyor? "hocca", teyze ne iş yapıyor, "abukat!".... daha böyle uzayıp gidiyor Doğa'nın incileri :)
Son zamanlarda anlamadığımız bir mızıldanmalar var, bakalım artık sanırım 2 yaş öncesi işaretler bunlar :))
Doğa'dan kısaca haberler bunlar...
26 Ekim 2011 Çarşamba
Teyzoşumuz evlendi...
Geçen haftadan itibaren bizi aldı bir telaş, valiz hazırlığı, uçak, yol derken kendimizi düğünde buluverdik. Doğa'nın tetesi evlendi... kına gecesi, kız alması, düğün derken yoğun bir haftasonu geçirdik ama çook güzeldi. Doğa'yı mutlu eden herkes oradaydı, Doğa sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar hep oyun ve yaramazlık peşindeydi. Doğa'nın en yakın arkadaşı Deniz de bizimle birlikte geldi taaa güneye, sıcacık yerlere...
Sevgili Aslıhan (tete) ve Gökhan (göktan) umarım hep mutlu olursunuz...
Sevgili Aslıhan (tete) ve Gökhan (göktan) umarım hep mutlu olursunuz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)