Doğa Aşkı...



DOĞA AŞKI... Bir kızımız oldu ...adı Doğa... işte bu aşk ondan önce başlamıştı...

Sayfalar

3 Ekim 2012 Çarşamba

29.ayımız geçmiş gitmiş bile...

Kuzucugum isler artınca nasılda yazmayı unutmusum ... 29. ayını doya doya bitirdi Doğa'cıgım, 30. aya yaklaşmak üzere bile. Yani artık tam 2.5 yaşında olacak kuzucum... zaten "abila oldum" ben diyor sürekli... 29. ayda ingilizceye ve baleye olan merakı çok arttı, ben bale kursuna gidicem, sonra da ingilizce kursuna gidicem diye söylenip durdu, Evde bale çalışmaları yaptı kendi çapında. Ama yaşı bale için oldukca erken bulundu, neyse ki Doğa'ya kıyamayan bir yer getirin biraz hevesini alalım Ocak gibi de onun gibi kücük gruba bir grup yapabiliriz dedi. Gelelim ingilizceye hala daha bir çözüm bulamadık. Tam gün kreşe vermek istemiyorum su anda, yarım günde bize zor olacak, getir götür... bakalım artık... 29. Ayımızla birlikte yaramazalık en son aşamada, zaman zaman sesimi yükseltmeme neden oluyor bu durum. Neyse sonradan uzlasıyoruz. Bu ay içerisinde 2 seyahatim oldu, biri 5 günlüktü, digeri 2 günlük... alıştı gibi Doğa'cık ama dönünce ayrılamıyoruz birbirimizden ... evimizin önüne kocaman bir park yapıldı, Doğa'ya göre, Doğa'nın parkı :) neyse kısa mesafede bir etkinlik alanımız oldu...
Kısacık bizim maceralar böyle... detaylar biraz daha sonra...




Mert abisiyle Kıbrıs'ta yemek öncesi...

5 Eylül 2012 Çarşamba

Cook uzun zaman oldu... ama geldik...

En son post yazısımdan cok uzun zaman gecmis... tatil ve tatilin yogunlugu derken kuzumun 28. ayımız bitti postunu bile yazamamısım... valiz hazırla valiz boşalt, tekrar hazırla derken bu zaman kadar geldil. Yogunluk bitti mi? hayır... ama en azından buradayız ve yazılarımız devam edecek demek icin ugradım ... anlatacak cok sey var...tatiller, gezmeler, yaramazlıklar... en kısa zamanda buradayız yeni meceralarla...

Doğa'cık tekna gezisinde arakadaşı balığı yüzdürürken görünüyor. O balık bütün gün elinde onunla gezdi :) 

22 Temmuz 2012 Pazar

Doğa'nın tatil maceraları 1

Doğa tatilde gezmeli, eğlenmeli, bol şımarmalı zaman geçiriyor... Denize iyice alıştı, simitle yüzmek istemiyor, kolluklarla kendi başına yüzmek istiyor, hatta iskeleden atlamayı çok istedi (!) bugün... denizden hiç çıkmasın ona yeter. taş oynasın denizde, kovasına doldursun en büyük zevki. tam da süslü oldu... ellerine renkli oje bile sürdük. Dondurmanın tadını aldı, hergün tuvaletini yapma karşılığı istiyor :) gece yatış saatimiz iyice uzadı... bakalım dönüşte nasıl düzene koyacagız bu işleri. Müzeye gittik, müzenin bir kısmı kapalıymış ama arıların nasıl bal yaptıgını göstermek amacıyla bir arı kovanını camdan yapmışlar, arıların içerideki çalışmalarını görebildik. Doğa bal nerede, onlardan bal alalım dedi durdu :) ama zevkliydi. Sonunda Doğa'yı da arı vız vız yaptık...


 Turkuaz renkli tatil ojesi

 Teyzeyle park keyfi
 Arı vız vıııız... Neden uçamıyorum diye sordu sürekli :)



 Arı kovanın yanında incelemedeyiz...
 Gokhanla park keyfi
 Arıcı amcanın yanında anneyle Doğa poz verirken...

Su sıralar "anne bana arkadaş bulman gerekiyor", "arkadaşlarım nerede? " diye sayıklıyor. Hatta deniz giderken, "beni şimdi arkadaşlarım bekliyordur" diye kendi kendini heveslendiriyor. bende "dogacım senin daha önceden tanıdıgın arkadaşların yok orada deyince belki de resim kursundan (daha önce bahsetmistim bir etkinlik grubuna devam ediyoruz) arkadaslarının isimlerini saymaya başlıyor ve "belki de onlar gelmiştir" diyor. her gittiğimiz yerde kendi yaş grubuna yakın gördüğü ( bazen cok büyük ablaları ve abileri, turist çocuklarını) herkesin yanına sokulup, senin adın ne? oynayalım mı diyor. üzülüyorum kuzuma... çünkü şimdiye kadar tam anlamıyla uyumlu bir arkadaş bulamadık. neyse azimli kızım :)

Arkadaş bulma çabası....


 Teyzosla deniz keyfi



16 Temmuz 2012 Pazartesi

27.ayımız tatilde bitti...

"Abla oldum ben", "büyüdüm dimi?", "abla gibi oldum" cümleleriyle geçti 27 ayımız... kelimelerimiz cok cesitlenmis durumda, ... bu yüzden ... o  nedenle...gibi bağlaçları kullandığında çok şeker oluyor... ışıklı fıskıye li bir parka gittik, oradan ayrılırken, "burası bana iyi geldi, çok güzelmiş" dedi beni benden aldı.Kendine özgü istekleri gittikçe artmaya başladı, ben böyle istiyorumu çok fazla duymaya başladık. Pilot olmaya karar vermiş durumda (annesi uçaktan korkar, Doğa pilot olmak ister). Evde sürekli etkinlik istiyor, yapıştırsın, kessin, boyasın... Şirin baba ve tembel şirini konuşturmak en sevdiği oyunu. Banyoyu çok seviyor ve bir süre kendisi yapmak istiyor banyosunu. Kendi yatagında kendi kendine uyumaya başladı...


 Yine pisi kedi kitapları....

 Deniz'in doğum gününden...
Arkadaşı Deniz'in doğum gününü kutladık bol bool :) 
Bu ay hafif ateşli, ishalli bir hastalık dönemi geçirdik, kuzum çok halsizleşti ama çok şükür iyileşti...
Şimdi tatile geldik, tabi en heyecanlımız Doğa, çünkü uçağa binmek istiyordu hatta, pilotla tanışmak istedi.
Pilotumuzda kendisini kokpite davet etti ama bensiz, Doğa'da bunu pek istemedi, karşıdan baktı... Uçakta ilk defa kendi koltugu vardı Doğa'nın çok mutluydu, oyuncaklarını oynadı, kitap okudu, hatta yanımızdaki 11 aylık bebişe bile ablalık yaptı. Uçakta benim hamile yogasından, daha sonra da etkinlik grubumuzda Defne, annesi ve babası ile karşılaştık, güzel oldu. Doğa tatile geldi ve denizden çok kumlarla buluşmuş oldu... ama babişkosunu özledi ... ama istediginde onunla da internetten konusuyor. Doğa için de buradaki hazırlıklar tamdı, bisikletler, oyuncaklar, tuvaleti vs. Evini aratmıyor buradaki durumlarda...
Doğa'nın bir ayı da bu şekilde geçti gitti...



22 Haziran 2012 Cuma

26.ayımız çoktan bitmişti...

Doğa'mın 26. ayı 16 haziranda bitmişti ama ben yurtdışında oldugum için yazamadım... evet kuzumdan ayrı bir 5 gün geçirdim, giderken zor oldu ama dönünce baktım ki bu tür ayrılıklar bazen ilişkilerin güçlenmesi adına, anne-çocuk, baba-çocuk, çoçuk-babaanne ya da annaanne, anne-baba :), iyi olabiliyor. Tabi çok ama çok özlüyor insan kuzusunu, hergün konuşmak görmek istiyor ama iş geregi mecburiyetler işin içine girince olayın olumlu yönlerinden bakarak durumu degerlendirmek gerekiyor.
Doğa'cığımda 26 ayda hergün şaşırtan ifadeleri, söylemleri, davranışları ile büyümeye devam ediyor. Şarkıları çok keyifli, dansları, oyunları ...
Kelimeleri yerinde kullanmaya çalışması, her duyduğu kelimeyi öğrenmeye çabalaması çok keyifli, tuvalet eğitiminde oldukça yok aldık, acelemiz yok. Bezi istemiyorum aşamasında şimdi. Özellikle dışarıda kesin söylüyor ama evde küçük kazalar oluyor tabi. Daha önce de söylediğim gibi anne tembel olmasa daha erken de öğrenirdi Doğa ama neyse yaza çözmüş olacagız bu olayı da. İsveç dönüşü Doğa'dan duydugum ilk şeylerden biri, "kardeşim neden yok?" oldu.Ben tabi kalakaldım. Babası da sorma iki üç gündür böyle, kardeş istiyorum diye dolaşıyor dedi. Benim de kardeşim olsun, onunla oynamak istiyorum diyor! Ben su an bunun fikrini bile düşünemezken...evet bana göre henüz çookk erken. Doğa'yı daha fazla arkadaşlarıyla görüştürmeye karar vererek bu olayın bana düşen sorumluluğunu kapattım şimdilik.
Tatil hazırlıkları başladı bizde de yavaş yavaş, Temmuzun başlarında Doğa'yla teyzoşunun, Gökhan'ın, anaanne ve Hasan dedesinin yanına gidecegiz, sonra da Çınar'ımızı görmeye Söke'ye. Dört gözle bekliyoruz bu tatili.
Doğa daha önce bahsettiğim sanat gurubuna, Birge'ye gitmeye devam ediyor, çok da keyif alıyor. Yazın gelmesiyle dışarı aktivitelerimiz arttı. Bu ay içerisinde uzun bir hastalık dönemi atlattık, ateş, döküntü, gözün iltihaplanması derken çok sükür ki hafifledi durumlarımız. Ve kendimizi sıcaktan koruyarak dışarılara attık sonunda.
Doğa'dan haberler kısaca böyleeee....
 Zeynoşun evinde, Deniz'in çektiği bir fotograf, Teşekkürler Deniz...
 Birge sanat atölyesinde etkinlik sırasında malzemeleri incelerken...
Babaannesiyle etkinlik sırasında, traş köpüğüyle sanatsal çalışma yaparken :)

22 Mayıs 2012 Salı

25.ay da bitti...

Doğa 2 yaşını doldurunca baktım ki ay saymalarım azaldı. Doğamın 25. ayı bitti ama annesi hala daha 25. ayla ilgili birşeyler yazmadı... heyecan mı bitiyor büyümeleriyle yoksa büyüdükleri için çok vaktimizi alıyorlar da zaman mı bulamıyoruz yazmaya bilemedim...
Doğam 25. ayını da bitirdi ... kocamaann bir kız oldu dersem inanmayın... ben hala daha yaptıklarını şaşkınlıkla izlerken, anladım ki onu hala daha bir bebek gibi görüyorum ve o nedenle bu denli şaşırıyorum. Peki neler oluyor şu sıralar Doğa'da dersek...
Doğa ile 2 yaş krizi yaşamıyoruz biz, çünkü onu anladığımı, ne yapmak istediğinin farkında olduğumu  söylüyorum ve o dakika yaptıgı sakıncalı şeyden vazgeçiyor. Tuvalet eğitimini kendi başlatan kızım, kendi sonlandırmıştı, yani beze dönüş yaşamıştı, şu sıralar yıldızları kapmak için ve daha önemlisi yıldızları çoğaldıkça çikolota almak için tuvaletini söylüyor. Dışarı çıktığımızda kesinlik tuvaletini söylüyor, genelde kuru bezle eve dönüyoruz ama evde bezine yapmayı seviyormuş ... Bu işi bilimsel bilen bir anne olarak, çocuk çişini söylemeye başladığında bez olayını bitirmek gerekiyor, benim gibi rahat olmayın...
Doğa hergün "bugün işe gidecek misin annecim?" diye soruyor ve benden "evet" yanıtını alınca başlıyor ağlamaya sabahlarımız bu nedenle sancılı geçiyor. Ama ben asansöre bindiğimde susmuş oluyor kendisi.
Konuşmasından ve şarkılarından artık bahsetmeyecegim... gece uyandığında bile şarkılar söylüyor.
Uyumaya gittiğimizde ona söylediğim ninnileri yüksek sesle söylüyor... uykuya direniyor, oyun oynamak istiyor...
Doğa bu ay bir de çocuklar için  sanat  grubuna katıldı, çok da keyif  aldı bu etkinlikten... her  cumartesi gidiyoruz. hem yeni arkadaşlarla tanışıyoruz hem de sanat etkinliklerine katılmış oluyoruz. Merak edenler için burayı ziyaret edebilirsiniz. http://birgecocuksanattasarimvemimarlik.blogspot.com  

Yemek konusunda artık çok hassas degilim, evde yine kendine mutlaka sebze et ve balık agırlıklı bir beslenme uygulansa da, dışarıya gittiğimizde eskisi gibi cok da fazla yanımda yemek taşımıyorum, biz ne yersek Doğa'ya da uygun olacak bir yemek belirliyoruz.
Doğa empatik düşünme becerisini ve arkadaş sevgisini abartmış durumda, bilindiği üzere en yakın arakadaşı Deniz. Akşamları Deniz le telefon sohbeti bile yapıyorlar. Deniz ağlasın, canı sıkılsın, hasta olsun, Doğa çok üzülüyor. Hatta sanat etkinliğinde bile Deniz le farklı sınıflara koymamıza neden oldu bu davranışı. Çünkü Doğa Deniz de bunu yapsın, yapıştırsın diye, Deniz'i düşünmekten etkinliğe odaklanamadı. Her gittiği yerden Deniz' e de alalım diye ona da bir tane aldırıyor ya da istiyor. Hatta öyle abartmış ki... body sinin çıt çıtını açarken "Bir tane de Deniz için açayım mı anne?" dedi tamam dedim bu son nokta.
İşte Doğa'nın kısaca son ay değerlendirmesi böyle...

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Anneler günü...

Anne eli, güvendir, kuvvettir, cesarettir, doktordur, öğretmendir,arkadaştır, destektir, sıcaktır, sevgidir...Yaşam kadar değerlidir. O el hep üzerimizdedir...Umarım hep öyle kalır...

Anneler Günümüz Kutlu Olsun...



*Gokcen'e gönderdiği mail için çok tesekkür ederiz :)

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Doğa'ya bir kardeş geldi... Çınar :)

5 Mayısta ailemize yeni bir üye daha katıldı ÇINAR... Doğa kardeşim oldu diye sevindi ama henüz göremedik Çınar'ı... Çınar Aydın Söke'de yaşıyor...Doğa'nın amcası Raşit'in ve Özge'nin bir bebişleri oldu ... bizi de çok mutlu etti... sabırsızlıkla Çınar'la tanışacagımız günü bekliyoruz...
Çınar'cıgım saglıkla, mutlulukla yaşa... Annenle, babanla ve sevdiklerinle hep mutlu ol... her zaman iyi şeylerle karşılaş... Doğa ile kardeş gibi büyüyün, sevin birbirinizi... tıpkı baban ve tuncer amcan gibi...
Seni çok seviyoruz... iyi ki doğdun...

İstanbula gittik, gezdik tozduk...

Mayıs başı bir İstanbul turu yapalım dedik ve düştük yollara... iyi de yaptık, bol gezmeli, eğlenceli, dostlarla, köpüşlü bir gezi oldu... Doğa bol bol koştu oynadı ,bahçede dışarlarda. Denize taş attı, balıkları gördü, dondurma yedi, Ege ağbiyle oynadı, köpüşle oynadı, toprakla banyo yaptı :), çiçek topladı, kumlarla oynadı ve bolca kudurdu. Bize de temiz hava bol güneş (sabahtan öğlene kadar biraz serin olsa da) gezmeli bir minik mola oldu :))) Özay Teyze, Cem Amca ve Ege Abi ye çoook teşekkürler...

16 Nisan 2012 Pazartesi

Dogamiz 2 yasinda... İyi ki dogdun canim kizim...

 
2 yıl önce bugün hayatımın en güzel anını yaşadım "anne" oldum... Doğa bana güzelliklerin en güzelini yaşattı. Doğa'm umarım o güzel yüzün her zaman güler ve sağlıkla, mutlulukla, eğlenceli bir hayat sürersin... iyi ki doğmussun canım kızım, iyi ki hayatımızdasın...









Doğa'ya haftasonu olsun da sevdiklerimiz gelebilsin diye bir parti yaptık...










    

16 Nisan'da evdede küçük bir doğum günü yaptık...

17 Mart 2012 Cumartesi

23.ayımız bitti

Dün 23 ayı doldurdu Doğa'mız. Doğumgününe 1 kaldı, tabi beni aldı bir heyecan, nasıl olacak, nerede olacak, Doğa ne giyecek vs. vs. Ama bir o kadar da yogunluk var ki evimizde, neyi nasıl ne zaman yapacagız bilemiyorum. Birikmis bir sürü post var. Doğa bu ay hem cok yogundu hem de iki kez agır grip gecirdi.
İlki Şirinler Tiyatrosuna gitti, Müjdat Gezen Sanat Merkezinde 2 yaş ve üstü çocuklara yönelik bir tiyatro etkinliği var, biz de yararlandık.
Sonra Birge Mimarlık ve Sanat Atölyesinde Dilek Teyzeyi ziyaret ettik ve sanatsal etkinlikler yaptık. Dilek Teyze 3 yaş ve üzeri tüm çocukları bekliyor, sanat ve yaratıcılık eğitimine... Bu ziyaretimizin fotograflarını en kısa sürede sizlerle paylaşacağız.
Pepee Panora'da d,ye gördük ilanları, gittik Panora'ya ama ne izdiham, tabi aynen kaçtık yukarılara, bebelerimizi karıştırmadık kalabalığa.
Tabi bunların yanında bir sürü gezme tozma, akülü arabalara binme, parklar vs. kar kış demeden gidildi, gezildi. Ama kuzucum en son geçen hafta 40 derece ateşe ulaştı, öksürüğü hala var ama neyseki atlattık ateşli günleri.
Doğa bu ayda tam kafasına buyruk davranan, alıp başını giden, herşeyi ben yaparım diyen, size karşılık veren bir tatlı cadı oldu. Söylediği sözler hergün bizi şaşırtıyor, komikler yapıyor kendince, şarkı repertuarı oldukça arttı, dans etmeye bayılıyor, müzik duyması yeter daha neler var neler....
Geçen hafta teyzesi ve Gökhan geldi ziyaretimize, Doğa tam şımarıklarını yaşadı, hergün birşey alındı kendisine tabi onlar gittikten sonra da bize soruyor, bana ne aldınız diye.
Doğa " bebek değilim, Doğa'yım" diyor artık :) maceralar ise çok....

16 Şubat 2012 Perşembe

22.ayımız da bittiiii ....



 Kar keyfinden... Resimdeki fili bulun :) Doğa onunla kar oynamak istedi...


Doğum gününe 2 kaldı Doğa'mızın... Doğa'mız 22 aylık oluverdi bile. İşine geldiğinde "çocuk oldum" diyor, işine geldiğinde "bebekim diyor". Ama çocuk oldu tam da. Yaramazlıklar hat safhada Doğa'da hayır dediğiniz herşeyi abartarak daha fazlasını gözünüze baka baka yapıyor. Oyunlar, şarkılar oldukça arttı şu sıralar. Uçak, helikopter en favori ulaşım araçları. Geçenlerde dedesine " Dede ben hiç helikoptere binmedim" diyordu :) tabi 22 aylık oluncaya kadar yavrucak bu kadar aydır helikoptere bile binmemiş, hepimiz çok acıdık kendine :). Sürekli yardım etmek için "yardım etcem sana" diye koşuyor (bazı zamanlarda bu çok tatlı gelse de, bazen işin suyu cıkabiliyor). Yemek yapmaya, mutfakta zaman geçirmeye çok meraklı (annesinin aksine :))). Geçenlerde birlikte ona muhallebi yaptık, o dondurmalı muhallebi yaptıgını düsünüyor ama olsun, çok keyif aldı bu etkinlikten. Bazı dialoglarımız şöyle:
Doğa komik ne demek? "Gülmek demek" diyerek sırıtıyor.
Üzgün ne demek? "Ağlamak demek" diyor ve aglıyormus gibi yapıyor.
Sen dede sana uçak alınca ne yaptın? "çok heyecanlandım" dedi ve ekledi "sevdim de".
Jingle Bells yılbaşından itibaren vazgeçemediği şarkısı, neredeyse her akşam bizden onu çalmamızı istiyor, kendisi de kendi çapında söylüyor.
Söylediği diğer şarkılar, Twinkle little star, canım annem (peppe'den), arada sırada (yazın teyzesinin arabasında alıştı ve unutamadı), kutu kutu pense, portakalı soydum, o piti piti, şirinlerin başlangıç müziği, peppe'deki bir kaç şarkı da var yine repertuarında.
Doğa en büyük kim? Fenerbahçem (maalesef vazgeçiremiyorum :().
Şu sıralar göbek atmayı ögrendi! (evde de göbek atan falan da yok ama) göbek atıyor.
Uyanır uyanmaz salona gidelim diye direktif veriyor hemen. İşine karıştığınızda hemen sinirleniyor ve elinde neyle ugrasıyorsa, onları da o sinirle atıyor.
Hafta sonu "Deniz'le bulusucam" dedi durdu ve bulustuk da.
Su sıralar herkese doğum günü için sipariş geçiyor :)





 Ahçı başı oldumm diyerek dolaştı durdu :) kızıma küçük bir önlük almalıyım...


Öğle uykusu  öncesi kitabını okurken... bu seriyi çok seviyor  kendisi :)))


10 Şubat 2012 Cuma

Küçük kış tatili yaptık...

Hastalıklardan kurtulunca, kendimizi gezmelerde bulduk. Çok uzaklara gitmeden gecen haftasonu kücük bir tatil yaptık. Çok da iyi geldi. Doğa'cık sıcacık havuza girdi, hamama gitti (o banyo diyor oraya ama). Hatta hamamda ne yaptın deyince, "teyzeler  vardı"," teyzenin biri annemi temizledi" diyor(annesi sanki yıllardır pis pis geziyormus  da:)))). İlk kez hamam keyfi yapalım dedim, o da kızım adımı çıkardı.
Ekibimizde çok iyiydi, Doğa'ya bir sürü teyze baktı. Ablayla tanıştı, kaynaştı. Akşam canlı müzik eşliğinde danslar ettiler Duru Abla'yla. Aysel Teyze hiç kucağından indirmedi, Figen Teyzeyi (hoca diyor gerçi) yıkadı, bazen Sade dediği bazen Gül dediği Sadegül teyze de annesiyle banyo yıkandı ve aynı cicileri giymişler Doğa'ya göre. Duru ablanın annesi vardı, o da Duru ablaya yemek yedirdi.
Tabi bu teyzelerin eşleri de bizimleydi ama Doğa daha çok teyzelerle zaman geçirdi. Tabi unutamadığı masada uyuyan Mert abisi de var. Doğa, doğayla buluştu, ormanda tavşan aradı, gezdi tozdu.

Doğa, döndükten sonra, yine gidelim oraya, havuza girelim demeye başladı bile...

Hastalandık...iyileştik...

 Geçen hafta ateş 39 olunca, yataklara düştük. Ateş, öksürük, ilk akşam kusma vs derken kuzum bitkin düştü. Hava değişimi, kar kış derken hastalık bizi de buldu maalesef. Kuzucukların hasta olması ne kötü oluyor, halsiz, iştahsız, laf aramızda huysuz :(. neyse ki aman ona birşey olmasın derken, uykusuz gecelerden sonra hastalık anneyle babayı da vurdu. Anne, yani ben biraz etkilendim. 3 gün iznim için ne planlarım vardı kızımla ama yapamadık, evde babaannemizin bakımıyla, dinlendik. İyileşmek zorundaydık, çünkü haftasonu tatile gidecektik 2 günlüğüne. Neyseki birden iyileşiverdik ve küçük tatilimize gidebildik...

Tiyatro'ya da gitmiştik...




Yeni yılın ilk günlerinde Doğa, yakın arkadaşı Deniz'le Tiyatro Pembe Kurbağa'da, Sevgili Kardan Adam'ı izlediler. Tiyatro 3 yaş altı çocuklar için oldukça uygun, sizde rahatlıkla onların tiyatro izleyişini seyredebiliyorsunuz. Bizim ilk deneyimimiz oldu, ve bu ay yeniden gitmeyi planlıyoruz. Bu arada tiyatronun bitiminde de nefis kurabiyeler yedik :)

16 Ocak 2012 Pazartesi

21.Ayımız bitti...


21 ayda bitmiş bulunmakta, 2.doğum günümüz için gerisayım başladı :)). 21.ayda Doğa'yı susturabilene aşk olsun. Şarkılar mı söylemiyor, şakalar mı yapmıyor, kendi kendine oyunlar mı icat etmiyor neler neler. Yılbaşından beri Jingle Bells favori şarkısı, her akşam düzenli olarak dinliyoruz, oynuyoruz. Birde arada sırada (Ajda Pekkan'dan) en favori şarkısı. Yazın teyzesinin arabasında dinledikten sonra unutamadı bu şarkıyı ve kendi bile söylüyor artık. Doğa geçen hafta ilk kez tiyatro deneyimi yaşadı. Onu bir sonraki post da anlatacagız. Bu ay karla oldukça haşır neşir vaziyetteydi. Kızak bile kaydı Doğa.
Bu arada evimizin ortasına kocaman bir çadır yerleşti, Doğa'nın ve onun bebek camiasının evi orası. Şu sıralar geceleri kalkmaya başladı ve mutlaka yanına birini istiyor kısa süreli de olsa. Makyaj malzemeleri, süs eşyaları (özellikle benim yüzüklerim) en çok ilgisini çeklenler. Gargamel ve dolayısıyla Şirinlerin oyuncaklarına bayılıyor (Bu arada her yerde peluş gargamel arıyoruz, bulan varsa bize de haber versin). Annesi gibi hoca olmaya karar vermiş Doğa :), "hoca olcam anne gibi" diyor. Bu ay diş macunu kullanmaya başladık, tadını pek sevmese de alıştı sanırım. Şekilleri ögrendi kısmen, kare üçgen ve yuvarlak biliyor. Özellikle sabahları peynir yerken, şekiller yardımımıza koşuyor :))). Kendi kendine oynadığı oyunlar tam bir tiyatro :)).Yanında gerginlik, yüksek ses, canım acıdı vs gibi olumsuzluklardan hoşlanmıyor ve bu durumdan rahtasız oldugunu bir şekilde dile getiriyor. Korktum (bunu nasıl ögreniverdi anlamadık), mutluyum, şaşırdım, üzüldüm, heyacanlandım ifade ettiği duygularından.
Doğa'nın 21.ayı özetle böyle geçti.
Fotoğraf kızak keyfinden....

5 Ocak 2012 Perşembe

Kar yağmıştı :)


Doğa'nın yanındaki küçük cisimcigi küçümsemeyin o bizim kardandan adamımız :)

Geçen hafta karlara büründü Ankara, biz kar demeden, kış demeden yılbaşı partisine gittik Doğa'yla. Doğa başlarda biraz çekingen dursa da sonradan ortama uyum sağladı. Hafta içi kar kendini daha bir göstermeye başladı ve yeni yıla karla girdik :) Doğa kar görünce kardandan adam (o böyle diyor:)) yapmak için çıldırdı bizde kardandan adam yapmak için evin önüne indik. Saat 18.00 de ana-kız kardan adam yaptık, kendi çapımızda kar topu oynadık, geldik. Doğa eve girmek pek istemedi aslında ama minicik burnu çok üşümüştü :)). Sonunda elimize bir kartopu alarak eve çıkabildik. Doğa bir hevesle bir sonraki kar yağışını bekliyor (!)...

1 Ocak 2012 Pazar

Mutlu yıllar...



Umarım yeni yıl herkese sağlık, mutluluk ve huzur getirir. Tüm sevdiklerinizle birlikte mutlu yıllar...



***Fotograflar gecen hafta Doğa ve arkadaşı Deniz'in yılbaşı partisinden...