Doğa Aşkı...



DOĞA AŞKI... Bir kızımız oldu ...adı Doğa... işte bu aşk ondan önce başlamıştı...

Sayfalar

20 Mart 2013 Çarşamba

Çooook uzun zaman oldu...Yine Yeni Yeniden...

Ne kadarda hızlı geçmiş zaman... kuzucugumu anlatmayalı epey uzun zaman olmuş. oysa ki neler neler oldu... Doğa tam anlamıyla bebeklikten çıktı ve çocuk oldu... bana yol arkadaşı, alışveriş arkadaşı oluyor. Kendince etkinlikler icat ediyor. İngilizce ögreniyor. İngilizce sarkılar söylüyor vs. Doğacık tam anlamıyla sosyal biri oldu. Bu ayın sonunda da büyük ihtimalle kreşe başlayacak... hepimiz heyecanlıyız. Yarım gün gitti kreşe ve memnun kaldı. Bakalım bizi neler bekliyor olacak.

Doğa gezmelere gitti, misafirler geldi, yaramazlıklar yaptı, eğlendi, yoruldu, huysuzlaştı,resim yaptı, tiyatroya gitti,  mutlu oldu... bunlar geride kalan 6 ay içerisinde oldu.

3 Ekim 2012 Çarşamba

29.ayımız geçmiş gitmiş bile...

Kuzucugum isler artınca nasılda yazmayı unutmusum ... 29. ayını doya doya bitirdi Doğa'cıgım, 30. aya yaklaşmak üzere bile. Yani artık tam 2.5 yaşında olacak kuzucum... zaten "abila oldum" ben diyor sürekli... 29. ayda ingilizceye ve baleye olan merakı çok arttı, ben bale kursuna gidicem, sonra da ingilizce kursuna gidicem diye söylenip durdu, Evde bale çalışmaları yaptı kendi çapında. Ama yaşı bale için oldukca erken bulundu, neyse ki Doğa'ya kıyamayan bir yer getirin biraz hevesini alalım Ocak gibi de onun gibi kücük gruba bir grup yapabiliriz dedi. Gelelim ingilizceye hala daha bir çözüm bulamadık. Tam gün kreşe vermek istemiyorum su anda, yarım günde bize zor olacak, getir götür... bakalım artık... 29. Ayımızla birlikte yaramazalık en son aşamada, zaman zaman sesimi yükseltmeme neden oluyor bu durum. Neyse sonradan uzlasıyoruz. Bu ay içerisinde 2 seyahatim oldu, biri 5 günlüktü, digeri 2 günlük... alıştı gibi Doğa'cık ama dönünce ayrılamıyoruz birbirimizden ... evimizin önüne kocaman bir park yapıldı, Doğa'ya göre, Doğa'nın parkı :) neyse kısa mesafede bir etkinlik alanımız oldu...
Kısacık bizim maceralar böyle... detaylar biraz daha sonra...




Mert abisiyle Kıbrıs'ta yemek öncesi...

5 Eylül 2012 Çarşamba

Cook uzun zaman oldu... ama geldik...

En son post yazısımdan cok uzun zaman gecmis... tatil ve tatilin yogunlugu derken kuzumun 28. ayımız bitti postunu bile yazamamısım... valiz hazırla valiz boşalt, tekrar hazırla derken bu zaman kadar geldil. Yogunluk bitti mi? hayır... ama en azından buradayız ve yazılarımız devam edecek demek icin ugradım ... anlatacak cok sey var...tatiller, gezmeler, yaramazlıklar... en kısa zamanda buradayız yeni meceralarla...

Doğa'cık tekna gezisinde arakadaşı balığı yüzdürürken görünüyor. O balık bütün gün elinde onunla gezdi :) 

22 Temmuz 2012 Pazar

Doğa'nın tatil maceraları 1

Doğa tatilde gezmeli, eğlenmeli, bol şımarmalı zaman geçiriyor... Denize iyice alıştı, simitle yüzmek istemiyor, kolluklarla kendi başına yüzmek istiyor, hatta iskeleden atlamayı çok istedi (!) bugün... denizden hiç çıkmasın ona yeter. taş oynasın denizde, kovasına doldursun en büyük zevki. tam da süslü oldu... ellerine renkli oje bile sürdük. Dondurmanın tadını aldı, hergün tuvaletini yapma karşılığı istiyor :) gece yatış saatimiz iyice uzadı... bakalım dönüşte nasıl düzene koyacagız bu işleri. Müzeye gittik, müzenin bir kısmı kapalıymış ama arıların nasıl bal yaptıgını göstermek amacıyla bir arı kovanını camdan yapmışlar, arıların içerideki çalışmalarını görebildik. Doğa bal nerede, onlardan bal alalım dedi durdu :) ama zevkliydi. Sonunda Doğa'yı da arı vız vız yaptık...


 Turkuaz renkli tatil ojesi

 Teyzeyle park keyfi
 Arı vız vıııız... Neden uçamıyorum diye sordu sürekli :)



 Arı kovanın yanında incelemedeyiz...
 Gokhanla park keyfi
 Arıcı amcanın yanında anneyle Doğa poz verirken...

Su sıralar "anne bana arkadaş bulman gerekiyor", "arkadaşlarım nerede? " diye sayıklıyor. Hatta deniz giderken, "beni şimdi arkadaşlarım bekliyordur" diye kendi kendini heveslendiriyor. bende "dogacım senin daha önceden tanıdıgın arkadaşların yok orada deyince belki de resim kursundan (daha önce bahsetmistim bir etkinlik grubuna devam ediyoruz) arkadaslarının isimlerini saymaya başlıyor ve "belki de onlar gelmiştir" diyor. her gittiğimiz yerde kendi yaş grubuna yakın gördüğü ( bazen cok büyük ablaları ve abileri, turist çocuklarını) herkesin yanına sokulup, senin adın ne? oynayalım mı diyor. üzülüyorum kuzuma... çünkü şimdiye kadar tam anlamıyla uyumlu bir arkadaş bulamadık. neyse azimli kızım :)

Arkadaş bulma çabası....


 Teyzosla deniz keyfi



16 Temmuz 2012 Pazartesi

27.ayımız tatilde bitti...

"Abla oldum ben", "büyüdüm dimi?", "abla gibi oldum" cümleleriyle geçti 27 ayımız... kelimelerimiz cok cesitlenmis durumda, ... bu yüzden ... o  nedenle...gibi bağlaçları kullandığında çok şeker oluyor... ışıklı fıskıye li bir parka gittik, oradan ayrılırken, "burası bana iyi geldi, çok güzelmiş" dedi beni benden aldı.Kendine özgü istekleri gittikçe artmaya başladı, ben böyle istiyorumu çok fazla duymaya başladık. Pilot olmaya karar vermiş durumda (annesi uçaktan korkar, Doğa pilot olmak ister). Evde sürekli etkinlik istiyor, yapıştırsın, kessin, boyasın... Şirin baba ve tembel şirini konuşturmak en sevdiği oyunu. Banyoyu çok seviyor ve bir süre kendisi yapmak istiyor banyosunu. Kendi yatagında kendi kendine uyumaya başladı...


 Yine pisi kedi kitapları....

 Deniz'in doğum gününden...
Arkadaşı Deniz'in doğum gününü kutladık bol bool :) 
Bu ay hafif ateşli, ishalli bir hastalık dönemi geçirdik, kuzum çok halsizleşti ama çok şükür iyileşti...
Şimdi tatile geldik, tabi en heyecanlımız Doğa, çünkü uçağa binmek istiyordu hatta, pilotla tanışmak istedi.
Pilotumuzda kendisini kokpite davet etti ama bensiz, Doğa'da bunu pek istemedi, karşıdan baktı... Uçakta ilk defa kendi koltugu vardı Doğa'nın çok mutluydu, oyuncaklarını oynadı, kitap okudu, hatta yanımızdaki 11 aylık bebişe bile ablalık yaptı. Uçakta benim hamile yogasından, daha sonra da etkinlik grubumuzda Defne, annesi ve babası ile karşılaştık, güzel oldu. Doğa tatile geldi ve denizden çok kumlarla buluşmuş oldu... ama babişkosunu özledi ... ama istediginde onunla da internetten konusuyor. Doğa için de buradaki hazırlıklar tamdı, bisikletler, oyuncaklar, tuvaleti vs. Evini aratmıyor buradaki durumlarda...
Doğa'nın bir ayı da bu şekilde geçti gitti...



22 Haziran 2012 Cuma

26.ayımız çoktan bitmişti...

Doğa'mın 26. ayı 16 haziranda bitmişti ama ben yurtdışında oldugum için yazamadım... evet kuzumdan ayrı bir 5 gün geçirdim, giderken zor oldu ama dönünce baktım ki bu tür ayrılıklar bazen ilişkilerin güçlenmesi adına, anne-çocuk, baba-çocuk, çoçuk-babaanne ya da annaanne, anne-baba :), iyi olabiliyor. Tabi çok ama çok özlüyor insan kuzusunu, hergün konuşmak görmek istiyor ama iş geregi mecburiyetler işin içine girince olayın olumlu yönlerinden bakarak durumu degerlendirmek gerekiyor.
Doğa'cığımda 26 ayda hergün şaşırtan ifadeleri, söylemleri, davranışları ile büyümeye devam ediyor. Şarkıları çok keyifli, dansları, oyunları ...
Kelimeleri yerinde kullanmaya çalışması, her duyduğu kelimeyi öğrenmeye çabalaması çok keyifli, tuvalet eğitiminde oldukça yok aldık, acelemiz yok. Bezi istemiyorum aşamasında şimdi. Özellikle dışarıda kesin söylüyor ama evde küçük kazalar oluyor tabi. Daha önce de söylediğim gibi anne tembel olmasa daha erken de öğrenirdi Doğa ama neyse yaza çözmüş olacagız bu olayı da. İsveç dönüşü Doğa'dan duydugum ilk şeylerden biri, "kardeşim neden yok?" oldu.Ben tabi kalakaldım. Babası da sorma iki üç gündür böyle, kardeş istiyorum diye dolaşıyor dedi. Benim de kardeşim olsun, onunla oynamak istiyorum diyor! Ben su an bunun fikrini bile düşünemezken...evet bana göre henüz çookk erken. Doğa'yı daha fazla arkadaşlarıyla görüştürmeye karar vererek bu olayın bana düşen sorumluluğunu kapattım şimdilik.
Tatil hazırlıkları başladı bizde de yavaş yavaş, Temmuzun başlarında Doğa'yla teyzoşunun, Gökhan'ın, anaanne ve Hasan dedesinin yanına gidecegiz, sonra da Çınar'ımızı görmeye Söke'ye. Dört gözle bekliyoruz bu tatili.
Doğa daha önce bahsettiğim sanat gurubuna, Birge'ye gitmeye devam ediyor, çok da keyif alıyor. Yazın gelmesiyle dışarı aktivitelerimiz arttı. Bu ay içerisinde uzun bir hastalık dönemi atlattık, ateş, döküntü, gözün iltihaplanması derken çok sükür ki hafifledi durumlarımız. Ve kendimizi sıcaktan koruyarak dışarılara attık sonunda.
Doğa'dan haberler kısaca böyleeee....
 Zeynoşun evinde, Deniz'in çektiği bir fotograf, Teşekkürler Deniz...
 Birge sanat atölyesinde etkinlik sırasında malzemeleri incelerken...
Babaannesiyle etkinlik sırasında, traş köpüğüyle sanatsal çalışma yaparken :)

22 Mayıs 2012 Salı

25.ay da bitti...

Doğa 2 yaşını doldurunca baktım ki ay saymalarım azaldı. Doğamın 25. ayı bitti ama annesi hala daha 25. ayla ilgili birşeyler yazmadı... heyecan mı bitiyor büyümeleriyle yoksa büyüdükleri için çok vaktimizi alıyorlar da zaman mı bulamıyoruz yazmaya bilemedim...
Doğam 25. ayını da bitirdi ... kocamaann bir kız oldu dersem inanmayın... ben hala daha yaptıklarını şaşkınlıkla izlerken, anladım ki onu hala daha bir bebek gibi görüyorum ve o nedenle bu denli şaşırıyorum. Peki neler oluyor şu sıralar Doğa'da dersek...
Doğa ile 2 yaş krizi yaşamıyoruz biz, çünkü onu anladığımı, ne yapmak istediğinin farkında olduğumu  söylüyorum ve o dakika yaptıgı sakıncalı şeyden vazgeçiyor. Tuvalet eğitimini kendi başlatan kızım, kendi sonlandırmıştı, yani beze dönüş yaşamıştı, şu sıralar yıldızları kapmak için ve daha önemlisi yıldızları çoğaldıkça çikolota almak için tuvaletini söylüyor. Dışarı çıktığımızda kesinlik tuvaletini söylüyor, genelde kuru bezle eve dönüyoruz ama evde bezine yapmayı seviyormuş ... Bu işi bilimsel bilen bir anne olarak, çocuk çişini söylemeye başladığında bez olayını bitirmek gerekiyor, benim gibi rahat olmayın...
Doğa hergün "bugün işe gidecek misin annecim?" diye soruyor ve benden "evet" yanıtını alınca başlıyor ağlamaya sabahlarımız bu nedenle sancılı geçiyor. Ama ben asansöre bindiğimde susmuş oluyor kendisi.
Konuşmasından ve şarkılarından artık bahsetmeyecegim... gece uyandığında bile şarkılar söylüyor.
Uyumaya gittiğimizde ona söylediğim ninnileri yüksek sesle söylüyor... uykuya direniyor, oyun oynamak istiyor...
Doğa bu ay bir de çocuklar için  sanat  grubuna katıldı, çok da keyif  aldı bu etkinlikten... her  cumartesi gidiyoruz. hem yeni arkadaşlarla tanışıyoruz hem de sanat etkinliklerine katılmış oluyoruz. Merak edenler için burayı ziyaret edebilirsiniz. http://birgecocuksanattasarimvemimarlik.blogspot.com  

Yemek konusunda artık çok hassas degilim, evde yine kendine mutlaka sebze et ve balık agırlıklı bir beslenme uygulansa da, dışarıya gittiğimizde eskisi gibi cok da fazla yanımda yemek taşımıyorum, biz ne yersek Doğa'ya da uygun olacak bir yemek belirliyoruz.
Doğa empatik düşünme becerisini ve arkadaş sevgisini abartmış durumda, bilindiği üzere en yakın arakadaşı Deniz. Akşamları Deniz le telefon sohbeti bile yapıyorlar. Deniz ağlasın, canı sıkılsın, hasta olsun, Doğa çok üzülüyor. Hatta sanat etkinliğinde bile Deniz le farklı sınıflara koymamıza neden oldu bu davranışı. Çünkü Doğa Deniz de bunu yapsın, yapıştırsın diye, Deniz'i düşünmekten etkinliğe odaklanamadı. Her gittiği yerden Deniz' e de alalım diye ona da bir tane aldırıyor ya da istiyor. Hatta öyle abartmış ki... body sinin çıt çıtını açarken "Bir tane de Deniz için açayım mı anne?" dedi tamam dedim bu son nokta.
İşte Doğa'nın kısaca son ay değerlendirmesi böyle...